Türkiye ekonomisi, 2021 yılında da büyümesine hız katmaya devam etti. Yılın ilk üç çeyreğinde GSYH 2020'nin aynı dönemine göre %11,7 büyüdü.
Değerli Paydaşlarımız,
Pandemi hâlâ dünyada ve ülkemizde, gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Yarattığı olumsuz koşullar hayatlarımızı etkilese de aşılanma oranının artması, maske, sosyal mesafe gibi yeni normallere göre yeni davranışları benimsememiz ve tabii ki karar alıcılarının ekonomiye olan destekleriyle, 2020’den çok daha iyi bir yerde olduğumuzu söyleyebiliriz.
Sürdürülebilirlik ile ilgili farkındalık her alanda arttı
Bu yıl aslında uzun zamandır bildiğimiz, ancak görmeyi ötelediğimiz büyük bir gerçek ile karşı karşıya geldik; iklim değişikliğinin olumsuz sonuçları. Ülkemizde bizleri derin üzüntüye boğan orman yangınlarından sel felaketlerine, küresel çaptaki kuraklıklardan olağanüstü hava olaylarına kadar 2021’de iklim değişikliğinin neden olduğu olumsuzlukları hepimiz günlük hayatlarımızda bizzat hissetmeye başladık. Bu yıldan itibaren toplumların, sürdürülebilirliğin, Çevresel Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) yaklaşımının ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının (SKA) önemini çok daha iyi anlayacağını, bu konulara çok daha farkında olarak yaklaşacağını düşünüyorum.
Ekonomik açıdan geride bıraktığımız yıl küresel çapta bir toparlanma yılı oldu. Aşılama oranının artmasıyla, bir önceki yıl yaşanan sert ekonomik daralma, yerini önce toparlanmaya, sonrasında da büyümeye bıraktı. Ancak tedarik zincirlerinde hissedilen aksaklıklar, birçok emtiada yaşanan arz sıkıntısı, Çin merkezli maden ürünlerinin üretimindeki ve tedarikindeki sorunlar, iklim değişikliği kaynaklı tarım üretiminde yaşanan kısıtlar nedeniyle emtia fiyatlarındaki artış her ülkede hissedildi. Böylece enflasyonist beklentiler yükseldi. Enerji fiyatlarında da yaşanan artış ile birlikte, bu beklentiler kalıcı oldu.
Ekonomimiz 2021’de büyümesine hız katmaya devam etti
Tüm olumsuzlukların, belirsizliklerin 2022 yılında hayatımızdan çıkmasıyla yerini olumlu beklentilere bırakacağına inanıyorum. Bu gelişmeler ışığında, dünya ekonomisinin 2022 yılında da kayda değer bir şekilde büyüyeceğini beklediğimizi söyleyebiliriz.
Türkiye ekonomisi, 2021 yılında da büyümesine hız katmaya devam etti. Yılın ilk üç çeyreğinde GSYH 2020’nin aynı dönemine göre %11,7 büyüdü. Şu an elimizde olan veriler, ekonomik aktivitenin yılın son çeyreğinde gücünü koruduğuna işaret ediyor.
İç talepte yavaşlama sınırlı kalırken küresel maliyet nedeniyle enflasyon, yıl genelinde yükseldi. Özellikle ikinci yarıdan itibaren, döviz kurlarındaki volatilite, normalleşme sürecinin yol açtığı kapasite kısıtları ve gıda fiyatlarındaki hızlı artışlar, enflasyonda da yükselmeye neden oldu. 2020 sonunda %14,6 olan yıllık enflasyon, 2021 sonunda %36,1’e ulaştı. İhracatımızın rekor seviyede artması ve iç talebin bir yıl öncekine göre toparlanması ile 2021 yılını Türkiye ekonomisi büyük ve güçlü bir büyüme ile tamamladı. Güçlü dış talep ve turizmde süregelen iyileşme ve sonrasındaki büyüme ile cari dengede toparlanmanın beklendiği 2022 yılında, Türkiye’nin büyümeye devam etmesini bekliyoruz.
Ülkemizin düşük karbonlu ekonomiye geçiş hedeflerini desteklemek üzere yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliğiyle çevre yatırımlarına finansman sunmaya devam edeceğiz.
Yeşil dönüşüme destek olmaktan gurur duyuyoruz
2021 yılında hepimiz iklim değişikliğinin getirdiği olumsuzlukları hayatımızda yaşadık, eğer önlem alınmazsa da yaşamaya devam edeceğiz. Ancak her krizin, aynı anda fırsatlara gebe olduğu inancından hareketle, geride bıraktığımız yılın, dünya toplumları için de milat olacağını düşünüyorum. Toplumlar, artık hiç olmadığı kadar bu sorunun, bizleri nelerin beklediğinin farkında.
Glasgow’da düzenlenen COP 26 BM İklim Değişikliği Konferansı’nda dünya ülkeleri fosil yakıtları geride bırakmak için umut verici bir karara imza attı. Bu konferansta, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adım olan Paris İklim Anlaşması’nın hâlâ canlı olduğunu, küresel gündemden düşmediğini büyük bir heyecanla gözlemledik. 2016 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması’nın altı yıl aradan sonra TBMM’de de kabul edilerek yürürlüğe girmesinin, Türkiye’de de bu konuda politik bilincin ve farkındalığın oluştuğunu göstermesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’nin kalkınması, ekonomik girişimlere ait yatırımların desteklenmesi ve sermaye piyasasının gelişmesi amacıyla kurulan TSKB olarak sürdürülebilir bankacılık alanında önemli bir birikime sahibiz. Sürdürülebilirlik danışmanlığı alanında 10 yıldır hizmet veren iştirakimiz Escarus, iş dünyasının yeşil dönüşümüne verdiğimiz katkının önemli bir ortağı konumunda. Danışmanlığın yanında, kredi olanaklarımız ile ülkemizdeki yeşil ve sürdürülebilirlik dönüşümüne destek olmaktan büyük gurur duyuyoruz.
Sektörümüzün ilk İklim Riskleri Raporu’nu yayınladık
Uluslararası kalkınma finansmanı kurumlarından ve piyasalardan temin ettiğimiz sürdürülebilirlik temalı fonlar, toplam fonlamamız içerisinde %80’i aşmış durumda. Yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz iyileşmeler ve güçlü ÇSY performansı sonucunda Bankamız, Sustainalytics tarafından değerlendirilen Türk bankaları arasında ilk sırada yer alırken, kendi kategorisinde küresel bankalar arasında altıncı sırada bulunuyor. Finansman faaliyetlerimizle BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına, ölçülebilir ve izlenebilir katkı sunuyoruz. Son dönemde işletme kredilerimizi de bu kapsamda ele almaya başladık. Mayıs ayında İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü (TCFD) tavsiyelerini dikkate alarak, Türk bankacılık sektörünün ilk İklim Riskleri Raporu’nu yayınladık. Açıkladığımız yol haritası ve belirlediğimiz bilim temelli hedeflerle Türkiye’nin düşük karbon ekonomisine dayalı sanayiye geçişine yönelik desteğine hız kesmeden devam etme sözü verdik.
TSKB olarak iklim değişikliği kaynaklı risklerin azaltımı ve iklim değişikliği adaptasyonu yatırımları, odak alanlarımız arasında olmaya devam edecek. Ülkemizin düşük karbonlu ekonomiye geçiş hedeflerini desteklemek üzere yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliğiyle çevre yatırımlarına finansman sunmaya devam edeceğiz.
Kurumlar, şirketler, bankalar, finans kuruluşlarının varlıklarını ancak kâğıt üzerinde kanıtlayabilirsiniz. Plazalar, binalar, ofisler ve toplantı odaları, sandalyelerden, masalardan, cam ve betondan oluşur. Hem kurumlara, şirketlere anlam ve amaç veren hem de onlara mekân olan binalara, ofislere hayat katan şey, insanlardır. Pandemi sürecinde bunu daha iyi anladık ve deneyimledik.
TSKB’yi de var eden, var olmasını sağlayan ve sağlayacak olan yegâne şeyin insan olduğuna inanıyorum. Başarılı çalışmalarımızın, geleceğe umutla bakmanızın arkasında da çalışma arkadaşlarımız, müşterilerimiz ve paydaşlarımız ile kurduğumuz güçlü bağların bulunduğunu düşünüyorum.
Tüm paydaşlarımıza şahsım ve Yönetim Kurulu adına teşekkür ederim. 2022 yılının pandeminin ve onun getirdiği tüm olumsuzlukların son bulduğu, yaşanabilir bir dünya için somut adımların atıldığı bir yıl olarak tarihe geçmesi dileğiyle.
ADNAN BALİ
Yönetim Kurulu Başkanı