7’den 70’e Konutları ve Şehirlerimizi Yeniden Düşünmek
Türkiye bir demografik dönüşümün eşiğinde. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre nüfus artış hızı 2008’deki ‰13,1 seviyesinden 2024’te ‰3,4 seviyesine gerilemiş durumda. Ortanca yaş ise aynı dönemde 28,5’ten 34,4’e, 65 yaş ve üzeri nüfusun toplam nüfustan aldığı pay da %6,8’den %10,4’e yükselmiş durumda. Nüfus artışının yüksek oranda gerçekleştiği senaryoda bu oranın 2100’e kadar %28,2’ye, düşük nüfus artışı projeksiyonunda ise %42,8’e kadar çıkması bekleniyor (Grafik 1). Bu değişen demografik kompozisyon sadece sosyal güvenlik ve sağlık sistemlerini değil, ekonomik ve sosyal hayatı pek çok farklı açıdan yeniden gözden geçirmeyi gerektiriyor. Yaşlanan bir nüfus ile dönüştürülmesi, yeniden ele alınması gereken alanlardan biri de konutlarımızın nasıl inşa edildiği ve şehirlerimizin nasıl tasarlandığı.
Yaşlanan bir nüfus beraberinde konutlara yönelik yeni ihtiyaçlar getiriyor. Mevcut konut stokunun yaşlanan bir nüfusun sahip olduğu yeni ihtiyaçlar çerçevesinde dönüştürülmesi, yaşlılar için erişilebilir ve güvenli hale getirilmesi gerekiyor. Bu kapsamda asansörler ve tekerlekli sandalyeler için rampa ve geniş kapı aralıkları gibi çözümler dikkat çekiyor.1 Bu uygulamaların yaygınlaştırılması ile yaşlıların evlerinde emniyette hissetmeleri, bağımsız bir şekilde yaşamayı sürdürmeleri mümkün kılınabilir.
Dönüşen bir demografik yapı ile doğan bu ihtiyaç yalnız binalar ile sınırlı kalmayarak şehirlerimizde de bir dönüşüm ihtiyacı doğurabilir. Bu ihtiyaç yakın zamanda Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) tarafından da gündeme taşındı. OECD’nin yayımladığı Tüm Yaşlar İçin Şehirler isimli rapor, Türkiye’de olduğu gibi, OECD ülkelerinin geri kalanında da nüfusun giderek yaşlanmakta olduğuna dikkat çekiyor, şehirlerin nasıl farklı yaş gruplarının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlanabileceğine dair öneriler sunuyor.2 Bunlar arasında şehirleri daha erişilebilir ve yaşanabilir kılmak için bakım blokları3 gibi karma kullanımlı alanların artırılması, gençler ve yaşlılar için erişilebilir konut projeleri, genç ve yaşlıların ekonomiye hem üretici hem de tüketici olarak yeniden entegre edilmesi gibi öneriler yer alıyor. Bu uygulamaların hayata geçirilmesi ile farklı yaş grupları bir araya getirilerek sosyal sermayenin güçlendirilebileceği, ekonomik büyüme adına da katkılar sağlanabileceğine dikkat çekiliyor.
Tüm bu gelişmeler demografik bir dönüşümün eşiğinde olan Türkiye için geleceğe yatırım yapma vaktinin geldiğine işaret ediyor. Şehirlerimizi doğal afetlere ve ekosistem krizine daha dayanıklı hale getirirken bu dönüşümü de göz önünde bulundurmak, kentleri her yaş grubu için yaşanılabilir kılmak giderek bir tercih değil zorunluluk haline geliyor.
(1) https://extranet.who.int/agefriendlyworld/age-friendly-practices/housing/
(2) https://www.oecd.org/en/publications/cities-for-all-ages_f0c8fefa-en.html
(3) Bakım blokları yaşlılar, çocuklar ve engelli bireyler için bakım hizmetleri ile onların bakımından sorumlu kişiler için eğitim alma ve gelir elde etme fırsatlarını bir araya getiren yapılardır. https://oecd-opsi.org/innovations/bogota-care-blocks/