search
Cem Avcıoğlu
Cem Avcıoğlu
Diğer Yazıları

2024'e Ufuktaki Risklerle Girdik

Dünya, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının (SKA) uygulandığı, sosyal ve teknolojik birçok alanda önemli yol alınmasının beklendiği son yılları ekonomik anlamda pek de beklediği gibi geçirmedi. Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminleri, 2024 yılı ile birlikte küresel büyümede son 30 yılın en zayıf 5 yıllık sürecini yaşayacağımızı gösteriyor(1). COVID-19 salgını neticesinde pek de iyi başlamayan bu dönem, sıkı finansal koşullara karşın süren enflasyon tehdidi ve artan jeopolitik gerilimlerle devam ediyor.

Sigorta şirketi Allianz tarafından hazırlanan Sosyal Risk Endeksi’nin Ekim ayında yayımlanan sonuçları, kısaca değindiğim zorlu konjonktür ile uyumlu bir görünüm sergiliyor ve ne yazık ki gelişmiş ekonomiler de dahil olmak üzere dünya genelinde sosyal hoşnutsuzluğun artışına işaret ediyor. 185 ülkede siyasi, kurumsal ve sosyal yapıların güçlü ve zayıf yönlerini ve bu yapılara yönelik algıyı ölçerek ‘sistemik sosyal huzursuzluklara’ karşı genel dayanıklılığını gösteren endeks, son gözlem dönemi olan Aralık 2021’e göre 2,1 puan düşerek 100 üzerinden 45,7 değerini aldı ve 2015’ten bu yana en düşük seviyeyi görmüş oldu(2). Toplam 12 göstergenin kullanıldığı endeks hesaplamasında, bu yılın sonuçlarında belirleyici olan unsurlar para birimlerindeki değer kaybı, gıda ve enerji ithalatının gayri safi yurt içi hasılaya oranındaki artış ve düşük işgücüne katılım oldu. Yani özellikle düşük gelirli haneleri olumsuz etkileyen yaşam maliyeti krizinin başrolde olduğu bir tablo ile karşı karşıyayız.

Endeksteki zayıflama, toplumsal sözleşmenin bozulabileceğine dair bir sinyal niteliği taşırken, bu durum dünyanın siyasi hayat, politika üretim süreçleri ve yatırım kararları üzerinde etki edici olaylara gebe olduğunu ima ediyor. Bu noktada 2024’te aralarında ABD, Hindistan ve Rusya’nın olduğu ve dünya nüfusunun yarısından fazlasını barındıran 40 ülkede sandık başına gidileceğini de hatırlatmak gerekiyor. Nitekim zaman zaman sert geçen seçim süreçleri; Allianz raporunda da belirtildiği üzere, henüz yüzeye çıkmamış sosyal kırılganlıkları ortaya çıkarabiliyor.

Biz nitelikli kalkınma alanında çalışan ekonomistler olarak elbette 2024’ün ötesine de bakmak zorundayız. SKA ile dikkat çekilmiş birçok konu uzun soluklu bir mücadele gerektirse de hızlı bir gelişim patikasına da ihtiyaç duyuyor. TSKB Ekonomik Araştırmalar olarak yayınlarımızda yer verdiğimiz ekosistem krizi, toplumsal cinsiyet eşitliği, gıda güvencesi, dijitalleşme ve engelli bireylerin istihdamı gibi alanlardaki atılımlar elbette toplumsal bağların güçlenmesi ile daha mümkün oluyor. Ancak önümüzdeki 5 yıl için küresel büyüme beklentilerinin tarihsel ortalamaların gerisinde kaldığı, borçlanma maliyetlerinin yüksek olduğu ve yabancı sermaye çekmenin zorlaştığı bir ortam buna hiç de yardımcı olmuyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler kalkınmak için atılımlarını işte bu ortamda yapmaya çalışacaklar!


(1) World Bank (2024). Global Economic Prospects – January 2024

(2) Allianz (2023). A bolt from the blue? Amplified social risk ahead

Bunlar da İlginizi Çekebilir

news
Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisi Santralleri
02.05.2024 — 2 dk. Okuma
news
Yapay Zekâ ve Su Riskleri
22.04.2024 — 3 dk. Okuma
news
Çanlar Kimin İçin Çalıyor?
29.12.2023 — 2 dk. Okuma
Diğer Blog Yazıları