search
Can Hakyemez
Can Hakyemez
Diğer Yazıları

Buzulların Görünmeyen Yüzü

1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilan edilen ve her yıl 22 Mart günü kutlanan Dünya Su Günü’nün bu yılki teması “Buzulların Korunması” oldu. Bu kapsamda Birleşmiş Milletler’in her sene yayımladığı 2025 yılına ilişkin “Su Kalkınma Raporu”’nun dağlara ve buzullara dikkat çekiyor1. Dünyanın “su kuleleri” olarak tanımlanabilen dağlar, tatlı suyun temel kaynaklarından biri. Dağlar dünya nüfusunun yarısına tatlı su sağlıyor2. İklim değişikliği dağlardaki tatlı su rejimleri için önemli bir tehdit olarak, su ve enerji güvenliğini, gıda güvencesini ve tarımsal üretimi negatif etkiliyor. Özellikle buharlaşmanın da az olması nedeniyle su akışının daha yüksek olduğu dağlardaki buzullar suyu depoluyor ve uzun zaman dilimlerinde serbest bırakıyor.

Fakat buzulların görünmeyen yüzünde hem onlar hem de bizler adına önemli tehditler yer alıyor. Bu senenin Su Kalkınma Raporu’nda ekosistem kriziyle daha da hızlanan buzul ve dağlardaki tatlı su kaybı ele alınıyor. Bu durum yaklaşık 4 milyar insanın, yani dünya nüfusunun yaklaşık yarısının, yılın en azından bir kısmında ciddi su kıtlığı yaşadığı düşünüldüğünde daha da vahim bir hal alıyor. Raporda sanitasyon ile ilgili durumun da kötü olduğu belirtilirken, 2022 yılında dünyada 3,5 milyar insanın güvenli bir şekilde yönetilen sanitasyona erişemediği ifade ediliyor.

Dağlardaki buzulların yanı sıra Antarktika ve Grönland’daki buzulların da büyük miktarda tatlı su depoladığına işaret eden rapor, küresel ısınma nedeniyle dünya genelindeki buzulların erime hızının arttığını belirtiyor. ABD’de bulunan Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi (NSIDC) verilerine göre, en az %15 deniz buzu olan okyanus alanı ile ifade edilen Arktik Deniz Buzu Kapsamı 2025 yılında kayıtlara geçen en düşük seviyelerde seyrediyor. Minimum seviye rekorunu taşıyan 2012 yılı ile kıyaslandığında, okyanusun deniz buzulu olan kısmında 2025 yılında %5,8’lik bir kayıp olduğu gözlemleniyor. Bu kaybın 1981-2024 yılı ortalaması ile karşılaştırıldığında %7,7 olduğu görülüyor.

Tüm bu çerçevede iklim değişikliği ve küresel ısınma gün geçtikçe etkisini giderek artırıyor. Buzulların erimesi hızlanırken, kar örtüsü azalıyor, permafrost (en az iki yıl boyunca donmuş halde kalan toprak) çözülmesi oluşuyor, daha şiddetli aşırı yağışlara ve doğal afetlerin artmasına neden oluyor ve deniz suyu seviyesi yükseliyor. Tüm bunlar, eriyen buzulların yalnız dağlık bölgelerde yaşayanlar için bir sorun olmadığına, etkilerinin çok daha geniş bir şekilde hissedileceğine işaret ediyor. Ekosistem krizinin sonuçlarından biri olan küresel ısınmanın buzullar üzerindeki etkisinin ön plana çıkarıldığı bu raporun ardından, Tacikistan’da Mayıs ayında gerçekleştireceği Uluslararası Buzulların Korunması Konferansı’nın öneminin bir kat daha arttığını söyleyebiliriz.


(1) Birleşmiş Milletler. https://www.unwater.org/publications/un-world-water-development-report-2025

(2) Gıda ve Tarım Örgütü. www.fao.org/fileadmin/templates/mountain_partnership/doc/POLICY_BRIEFS/SDGs_and_mountains_water_EN.pdf