search
Can Hakyemez
Can Hakyemez
Diğer Yazıları

COP 28 ve Yeşil Hidrojen

30 Kasım - 12 Aralık tarihlerinde Dubai’de gerçekleşen COP 28’i yerinde izleme fırsatı buldum. Bir önceki COP’ta da hidrojen konusuyla kısmi olarak ilgilenmiştim. Bu yıl da hidrojenin geleceği ve enerji dönüşümündeki rolü, COP 28'deki birçok pavilyonda konuşulan konulardan biri oldu. Bu nedenle Dubai’de daha fazla yer bulan yeşil hidrojen hakkında neler konuşulduğunu ayrıca kaleme almak istedim.

Hidrojen, elektrifikasyonun mümkün olmadığı sektörlerde karbonsuzlaşma için katkı sağlayan bir enerji kaynağı olarak değerlendiriliyor. Diğer yandan, bir yakıt hücresinde tüketildiğinde ise yalnızca su, elektrik ve ısı üreten temiz bir yakıt olarak öne çıkıyor. Uluslararası Enerji Ajansı verileri, dünyadaki mevcut hidrojen üretiminin yüzde 99’unda enerji kaynağı olarak doğal gazın, ancak yüzde 1’inden azında ise yenilenebilir enerji kullanıldığını gösteriyor. Yeşil hidrojen ise jeotermal, biyokütle, güneş veya rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak suyun elektrolizi yoluyla üretilen hidrojene verilen isim. Bu nedenle yeşil hidrojen, potansiyel temiz enerji kaynakları arasında yer buluyor. Küresel olarak net sıfır hedeflerine uzanan yolculuktaki karbonsuzlaşma çabalarında yeşil hidrojenin bir enerji kaynağı olarak kullanılması, COP 28’de de tartışılan konuların başında geliyordu.

Bununla birlikte, COP 28’de katıldığım panellerde yeşil hidrojenin avantajlarının yanı sıra dezavantajları da gündemdeydi. Yeşil hidrojenin avantajları arasında karbon emisyonunun olmaması, enerji yoğun sektörlerde elektrifikasyonun mümkün olmadığı yerlerde enerji kaynağı olarak kullanılabilmesi ve kolay depolanarak taşınabilmesi bulunuyor. Diğer yandan, yeşil hidrojenin dezavantajları ve zorlukları arasında yeni gelişen bir teknoloji olması nedeniyle üretiminin pahalı olması, enerji ve su yoğun bir üretim sürecine sahip olması, üretim sürecindeki verim kaybının diğer elektrifikasyon yöntemlerine göre daha yüksek olması gibi maddeler ön plana çıktı. Bu maddelere ilave olarak da elektroliz için çok yüksek ön maliyeti olması, gelecekteki hidrojen talebindeki belirsizlik ve taşınma süreci için maliyeti artırıcı özel metotlar içermesi de bahsedilen dezavantajlar arasında yer aldı.

Yeşil hidrojen karbonsuzlaşma için önemli bir enerji kaynağı alternatifi olarak biliniyor. Ancak dezavantajları ve zorlukları da göz önünde bulundurulduğunda, dikkatli yaklaşılması gerektiği de ayrı bir gerçek. Özetle, yeşil hidrojenin karbonsuzlaşması daha zor olan sanayi sektörlerinde, ağır yük taşımacılığında ve deniz lojistiğinde kullanımı, net sıfır hedeflerine ulaşılmasında önem arz ediyor. Ancak bu çerçevenin dışında, daha geniş bir kullanım alanına ulaşabilmesi için teknoloji gelişiminde güçlü bir atılım ve buna bağlı olarak maliyetlerde düşüş görülmesi gerekebilir.