search

Düzenli depolama ve sera gazı emisyonları

Sera gazı salımına katkısı bulunan önemli sektörlerden biri de atık sektörü. Sanayileşme, kentleşme ve nüfus artışı bir yandan üretim ve tüketimi artırırken, bir yandan da atık miktarında artışa neden oluyor. Atık sektörü, bünyesinde evsel ve endüstriyel katı atıklar ile atık suları barındırıyor. Atık yönetimi hiyerarşisinde ise sırasıyla; atık oluşumunun önlenmesi, azaltılması, atığın yeniden kullanılması, geri dönüşümü, enerji geri kazanımı ve son olarak atığın bertarafı yer alıyor.

Atık oluşumunun engellenmesi ve azaltılması dışındaki adımlar için kritik önem taşıyan atığın depolanmasında, düzensiz (vahşi) ve düzenli olmak üzere iki ayrı depolama yöntemi kullanılıyor. Düzensiz depolama; katı atıkların boş alanlara rastgele ve gelişigüzel dökülmesi yöntemi. Fakat bu yöntem, yeraltı ve yüzeysel su kirliliği, patlama ve yangın tehlikesi, toprak kirliliği ve görüntü kirliliği gibi çeşitli çevresel sorunlara yol açıyor.

Düzenli depolama ise atıkların belirli teknik standartlara göre depolanmasını ve nihai olarak bertaraf edilmesini ifade ediyor. Düzenli depolama, sürdürülebilir kaynak geri kazanımı ve sıfır atık kavramına geçiş sürecinde, atık yönetiminin kaçınılmaz bir bileşeni olarak da karşımıza çıkıyor.

1990 yılında 219,2 milyon ton (MT) karbondioksit (CO2) eşdeğeri seviyesindeki toplam Türkiye sera gazı emisyonu , %140 artış ile 2017 yılında 526,3 MT CO2 eşdeğeri seviyesine yükseldi. 2017 yılında atık sektörü, toplam sera gazı emisyonu içerisinde 17,4 MT CO2 eşdeğeri seviyesi ile %3,3 pay alıyor. Aynı dönemde atık sektörü kaynaklı sera gazı emisyon yaratımının %66,4’üne denk gelen kısmı metan gazı (CH4) emisyonlarından, %33,5’e denk gelen kısmı azot protoksit (N2O) emisyonlarından, geriye kalan sınırlı kısım ise karbondioksit (CO2) emisyonlarından meydana geliyor. Metan gazı, sera gazı salımındaki en zararlı gazlardan olup, sera gazı emisyonuna kıyasla çok daha fazla etkisi oluyor. Atık sektörünün toplam sera gazı emisyonu içerisinde payının az olmasına rağmen, çevresel ve sosyal etkileri de dikkate alınarak bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

Elektrik ve termal enerji üreten çöp gazından enerji üretimi tesislerinin kapasitesi ve sayısının artması nedeniyle, 2010 yılında %9 seviyesindeki toplam atık metan gazı salımı içerisindeki metan geri kazanım miktarının 2017 sonu itibarıyla %47 seviyesine yükseldiği izleniyor. Özellikle düzensiz depolama sahalarında yapılacak rehabilitasyon yatırımları ile düzensiz depolama sahalarının düzenli depolama sahalarına dönüştürülmesi ile atıkların yaratabileceği çevresel ve canlı sağlığına olan etkiler en aza indirilebilecek. Ayrıca düzenli depolama ile elde edilecek metan gazı, elektrik üretiminde değerlendirilebilecek. Yani, atık sektörü sera gazı emisyonlarında gerileme izlenirken, elektrik üretimi ile ülke ekonomisine de fayda sağlanacak.