search
Burcu Ünüvar
Burcu Ünüvar
Diğer Yazıları

Beni bu tropik havalar mahvetti!

Eylül’ün son haftasında bir “tropik fırtına” haberi gündemimize girdi.

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre tropik’in anlamı: Dönence’ye ait. Dönence de bildiğiniz üzere, Kuzev ve Güney Yarım Küre’de güneş ışınlarının dik açıyla düştüğü en son sınır olarak tanımlanabilir. Akdeniz’de oluşan tropik fırtınaya “Medicane kasırgası” adı veriliyor(muş). Aslında Eylül-Ekim geçiş dönemlerinde İspanya’nın doğu kıyıları ile İyon Denizi’nde görülebilen bir meteorolojik olaymış bu. Yani tümden yeni bir şey değil. Ama fırtınanın kuvvetini artırmasının nedeni olarak “mevsim normallerinin üzerindeki deniz suyu sıcaklıkları” gösteriliyor olması ilginç.

“Mevsim normalleri” artık anormal mi? Geçen yıl Ekim ayında benzer bir sorudan hareket eden IMF, iklim değişikliklerinin daha fazla doğal afet yaratıp yaratmadığını araştıran bir çalışma yayınladı. Baştan söyleyeyim, yanıt “evet”!

 

IMF çalışmasına göre 1994 ve 2014 arasında 8000’den fazla meteorolojiyle ilintili felaket (weather related disaster) yaşanmış. Seller, salgınlar, kasırgalar ilk akla gelenler. Toplam 228 ülke ve bölgede, bu hava olayları ile 25 yıllık bir periyot içerisindeki aylık hava durumu incelendiğinde aralarında bir ilişki olduğu görülüyor.

Sıcaklık ve yağışlar pek çok doğal afetin tahmininde kullanılabiliyor. Daha yüksek sıcaklıklar; daha fazla kuraklık, yangın, sıcak dalgası, tropik tufan demek. Daha fazla yağış ise daha fazla su baskını, heyelan ve fırtına demek. Korelasyon, nedenselliğin garantisi olmasa da, burada bir nedensellik olduğu da bulgular arasında.

2007-2016 arasında toplam 354 doğal afet raporlanırken, sadece 2017’de bu sayının 335 olması ise epey dikkat çekici. CRED verilerine göre, 2017’de bu afetlerde 9697 kişi hayatını kaybetti, 335 milyon dolarlık maddi zarar oluştu ve 96 milyon kişi dolaylı/doğrudan etkilendi. Felaketlerin maliyetleri eşit dağılmıyor. Gelir düzeyi düşük ülkelerdeki etki çok yıkıcı.

Aşağıda özet sonuçlara dair görseli paylaştığım IMF çalışması, sera gazı emisyonlarındaki artışın doğal afetleri artırabileceğini ortaya koyuyor. 2050 ve 2100 yılları için yapılan tahminler, tehlikenin boyutunun ciddi olduğunu gösteriyor. Ege kıyılarındaki “tropik fırtına” ile “tropik tatil” hayalini gerçekleştiremeyeceğimizi anlamanın zamanıdır! Oyun alanımız Dünya hızla kirleniyor, doğa çöpümüzü yüzümüze çarpıyor! Hesabı ise maalesef, her zaman kirleten ödemiyor!