search
Damla Özçelik Yanık
Damla Özçelik Yanık
Diğer Yazıları

Büyüyen Trend Araç Paylaşımı

Araç paylaşımı, genellikle bir dijital platform aracılığıyla sunulan ve bireylerin kişisel kullanımına yönelik şehir içinde dağınık halde bulunan araç havuzuna ortak (paylaşımlı) erişim sağlayan bir hizmet olarak tanımlanmaktadır (ShareNow ve Zipcar). Bu hizmet türü BlaBlaCar gibi yolculuk paylaşımı (ride-sharing) ile Uber ve Lyft gibi paylaşımlı sürüş (ride-hailing) hizmetlerinden farklılaşmaktadır. Araç paylaşımı ile bireylerin kısa süreliğine araç kiralamalarına imkan tanınsa da bu hizmet, kapsamı nedeniyle geleneksel araç kiralamadan farklılık göstermektedir.

Araç paylaşım hizmetleriyle kentsel arazi kullanımında iyileşme sağlanabilmektedir

Araç paylaşım hizmetleriyle bireylerin, araç sahipliğiyle ilişkili maliyet ve sorumluluklar olmadan özel arabalara erişebilmesi ve arabaların park halinde kullanılmadan “boşa” geçirdiği zamanın azaltılması hedeflenmektedir. Bu sayede park halinde duran araç sayısı azaltılarak araç başına kullanım süreleri artırılmakta ve kentsel arazi kullanımında verimlilik sağlanmaktadır. Otopark alanlarına olan ihtiyacın azalmasıyla birlikte kentsel arazi kullanımında sağlanan verimliliğin, araçlar için düzenlenen şehirlerden insanlar için düzenlenen şehirlere geçişi de beraberinde getirmesi beklenmektedir. Bu açıdan araç paylaşım hizmetlerinin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) arasında şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılmayı amaçlayan SKA 11-Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar amacına ulaşılmasına yardımcı olacağı değerlendirilmektedir.

Araç paylaşımı sera gazı emisyonlarında belirli bir seviyede düşüşe neden olmaktadır

Araç paylaşımı, sera gazı emisyonlarına ilişkin artan endişeler ve çevresel kaygılarla birlikte yeni mobilite çözümlerinin daha fazla benimsenmesi sonucu önem kazanmakta ve büyüme trendini sürdürmektedir. Leiden Üniversitesi ve Aalto Üniversitesi tarafından yapılan çalışmaya göre mobilite sektöründe sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik farklı yaklaşımlar öne çıkmakta ve bunlar 4 ana kategori altında değerlendirilmektedir.(1) Örneğin elektrikli araçlar teknik yaklaşım, karbon vergisi hukuksal yaklaşım ve bisiklet altyapısının geliştirilmesi de altyapısal yaklaşımlar altında sınıflandırılmaktadır. Bu yaklaşımlar içerisinde araç paylaşım hizmetlerinin teşvik edilmesi ise davranışsal yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Söz konusu çalışma sonucunda belirlenen bölgelerde araç paylaşım hizmetleri ile sera gazı emisyonundaki düşüşün %3 ila %18 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Araç paylaşım hizmetleri kişisel araç sahipliğini azaltırken, kullanıma göre farklı modelde araçlara uygun fiyatlı erişim sağlamaktadır (yani şahıslar ihtiyaçlarına göre araç modeli temin edebilmekte ve daha yüksek yakıt tüketimi olan araçların kullanım sürekliliği azalmaktadır). Araç paylaşımı ayrıca park halindeki araç sayısındaki düşüşle daha fazla yeşil alan oluşturulabilmesine olanak sağlamaktadır.

Araç paylaşımı sektörü, genel olarak 3 iş modeli etrafında şekillenmektedir.

Mevcut sistemde en yaygın olan istasyon tabanlı (gidiş-dönüş) araç paylaşım hizmetleri, üyelerin yolculuklarına aynı yerde başlamalarını ve genellikle saatlik veya günlük ödeme yaparak yolculuklarını aynı yerde sonlandırmalarını gerektirmektedir. Serbest dolaşımlı ya da tek yönlü araç paylaşımının en büyük avantajı esneklik olarak tanımlanırken özellikle şehir içi kısa mesafeli yolculuklar için tercih edilmektedir. İstasyon tabanlı modele göre daha yüksek fiyata sahip olmakla birlikte genellikle kullanım zamanına göre fiyatlandırılmaktadır. Bu iş modeli, kullanıcılara şehir içi veya şehirlerarası seyahatlerde yardımcı olurken araçların park halinde geçirdiği süreyi azaltarak araçların kullanımında verimlilik sağlamaktadır. Peer-to-peer veya kişisel araç paylaşımı olarak da anılan kişiden kişiye araç paylaşımı, özel araç sahiplerinin araçlarını kullanmadıkları sırada pasif gelir elde etmelerine olanak tanımaktadır. Yolculukta ve ödeme türünde gidiş-dönüş araç paylaşımına benzer şekilde çalışan model, kısmi sahiplik ile kullanıcıların bir araca ortak sahip olmalarının yanı sıra maliyetlerini ve kullanımını paylaşmalarına olanak tanımaktadır. Bunların yanında bazı ülkelerde havaalanı araç paylaşım programları ile üyeler, seyahatteyken araçlarını havaalanında park halinde bırakarak seyahatten geri dönene kadar diğer yolcuların araçlarını kullanmalarına olanak vermektedir. Kooperatif araç paylaşımının üyeleri ise bir araca ortak sahip olabilmekte ve onarım ve yakıt ikmali için maliyetleri paylaşabilmektedir. Bu paylaşım modeli aynı zamanda kurumsal araç paylaşım programları için de geçerli olmaktadır.

Araç paylaşım pazarının hızlı bir büyüme göstereceği tahmin edilmektedir

Araç paylaşımı, paylaşım yönünün yanı sıra, kişisel araçlardan para kazanma ile gerçek zamanlı arz ve talebin eşleştirilmesi fırsatlarını da içermektedir. Önümüzdeki dönemde uygun maliyetli ve mobilite hizmetlerine yönelik artan talep ve araç paylaşım programlarının benimsenmesini teşvik eden kamu politikaları ile birlikte küresel araç paylaşım pazarının hızlı bir büyüme göstereceği tahmin edilmektedir. Araştırma şirketleri tarafından 2014-2019 yılları arasında yaklaşık %8’lik(2) bir YBBO ile büyüyen ve 2020 yılında 2,4 milyar ABD doları(3) seviyesine ulaştığı tahmin edilen araç paylaşım pazarının, 2026 yılına kadar hızlı büyümesini sürdürerek 8 milyar ABD dolarının üzerine çıkması beklenmektedir. Pandemi nedeniyle çeşitli ülke hükümetleri tarafından uygulanan sokağa çıkma yasakları ile seyahat kısıtlamaları, sektörü olumsuz yönde etkilerken normalleşme ile sektördeki büyümenin tekrar ivme kazanacağı öngörülmektedir. Segment bazında ise büyümenin ağırlıklı olarak peer-to-peer ve serbest dolaşım tarafında gerçekleşeceği, istasyon tabanlı araç paylaşım hizmetlerinde ise büyümenin %15 seviyelerinde olacağı tahmin edilmektedir.

Araç paylaşım pazarının talebini sınırlayan en önemli faktörler kentsel mobilite hizmetleri hakkında tüketici güveni ve kamu farkındalığının olmaması ile yeterli teknoloji ve ulaşım altyapısının bulunmamasıdır. Hizmet sağlayıcılar, araç paylaşım hizmetlerinin güvenilirliğini artırmak için teknoloji yatırımlarına odaklanmaktadır. Bunun yanı sıra dünya genelinde sınırlı internet penetrasyonu, otomobil paylaşım pazarının büyümesini engelleyen en önemli faktörlerden biri olarak görülmektedir.

Talebi sınırlayan faktörlere rağmen büyümesini sürdüren araç paylaşım hizmetleri farklı sektörlerden birçok paydaşa hizmet vermekte ve otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmaların stratejilerine etki etmektedir. Birçok OEM ve yan sanayi firması bu alanda yatırımlar yapmakta ve geleceğe yönelik stratejilerinde araç paylaşım hizmetlerinin etkisini gözetmektedir. Örneğin, en büyük araç paylaşım hizmeti sağlayıcılarından Car2Go ve DriveNow’un birleşmesi sonucu oluşan ShareNow, Daimler AG ve BMW'nin ortak girişimi sonucu kurulmuştur. Bu girişimle hem yeni araçlar için kullanıcı deneyiminin ölçümlenmesi için bir platform sağlanırken, yeni mobilite çözümlerinde öncü olmak hedeflenmektedir. Kullanıcılar nezdinde ise sahip olma maliyetinin olmaması ve ihtiyaca uygun olarak kısa zamanda araca ulaşım sağlanabilmesi bu hizmetlerin en büyük avantajları olarak değerlendirilmektedir.


(1)https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0959652620319168

(2)Car Sharing Market: Global Industry Trends, Share, Size, Growth, Opportunity and Forecast 2020-2025, https://www.researchandmarkets.com/reports/5229175/car-sharing-market-global-industry-trends

(3)Carsharing - Global Market Trajectory & Analytics, https://www.researchandmarkets.com/reports/5139733/carsharing-global-market-trajectory-and