search
Mustafa Aydoğan
Mustafa Aydoğan
Diğer Yazıları

The New Commanding Heights: Yenilenebilir Enerjinin Yükselişi / Güneş Paneli Sektörü ve Güneş Paneli Üretiminde itici güç Çin Halk Cumhuriyeti (4)

Yazı dizimizin ilk sayısında, küresel güneş paneli pazarının tarihsel gelişimine odaklanmış, günümüzde güneş paneli sektörünün niçin enerji sektöründe ve küresel ısınma ile mücadelede çok önemli bir pozisyonda olduğunu anlatmış; ikinci bölümde güneş paneli tedarik zincirini inceleyerek güneş paneli pazarının konsantre yapısının oluşturduğu riskleri değerlendirmiş; üçüncü bölümde ise güneş paneli üretiminde kullanılan kritik mineral ve metallerin nelerden oluştuğunu ve söz konusu mineral ve metallerin üretiminin küresel olarak nasıl bir dağılım içerisinde yer aldığını değerlendirmiştik.

Yazı dizimizin son sayısında ise küresel güneş paneli sektörünün tarihsel gelişiminde ve güncel durumunda Çin Halk Cumhuriyeti’nin nasıl bir role sahip olduğunu inceleyeceğiz.

Umarım bilgi dolu ve keyifli bir okuma olur.

Küresel Güneş Paneli Sektörü ve Çin Halk Cumhuriyeti

1990’lı yılların başından itibaren küresel piyasalara ihtiyatlı bir şekilde açılan Çin, yıllar itibarıyla küresel ticari sistemin içerisindeki en önemli aktörlerden bir tanesi olmuştur. Gerek popülasyon gerek de ekonomik açıdan büyümenin bir çıktısı olarak ise yıllar itibarıyla Çin’in enerji ihtiyacının da önemli ölçüde arttığı dikkat çekmektedir. 2000’li yılların başından bu yana Çin’in enerji ihtiyacının 3 katına çıktığı gözlemlenirken günümüzde küresel enerji arzının %25’inin Çin tarafından tüketildiği görülmektedir.

Çin’in yıllar itibarıyla artan enerji ihtiyacını çoğunlukla fosil yakıtlar ile karşılamayı tercih ettiği fakat özellikle 2010 yılından itibaren geleceğe yönelik belirlediği hedefler ile birlikte bu tercihinde bir değişime gitme kararı aldığı görülmektedir. Bu stratejik değişim kararının altındaki üç sebep şu şekilde sıralanabilir:

1.      Çin fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltmak istemektedir, çünkü halihazırda çok büyük bir kısmını ithal etmektedir.

2.      Özellikle 2008 ve 2009 yıllarında Çin’in Pekin gibi önemli büyük şehirlerinde hava kirliliği ciddi miktarda artış göstermiştir ve insanların refahını ve sağlığını negatif olarak etkilemeye başlamıştır. Dolayısıyla kömür veya fosil yakıt bazlı hava kirliliğine yol açan enerji kaynaklarının kullanımının sürdürülebilir olmadığı anlaşılmıştır.

3.      Her ne kadar tarihsel ve kümülatif bazda liderliği elinde bulundurmasa da Çin yıllık bazda en fazla karbon salımı yapan ülke olarak dikkat çekmektedir.

Bu kapsamda, büyümenin fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmadan sürdürülebilir olmayacağını değerlendiren Çin politika yapıcılarının özellikle 2010 yılından itibaren yenilenebilir enerji projelerine ağırlık vermeye başladığı takip edilmektedir.

Bu kapsamda, 2010 yılı itibarıyla, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Çin’de de güneş veya rüzgâr santrallerinin, güneş paneli ve rüzgâr türbini üretim tesislerinin kurulumu için sermaye gereksiniminin oldukça yüksek olduğu izlenmektedir. Bu doğrultuda Çin, ciddi miktarda devlet teşviği vermenin yanı sıra gelecek yıllar için uyguladığı tarife garantileri ile de güneş paneli projelerinin karlı ve yatırımları cezbedici bir hale gelmesini sağlamıştır. Bu sebeple takip eden yıllarda Çin güneş paneli pazarı ciddi miktarda büyürken güneş paneli fiyat ve maliyetlerinde, ölçek ekonomisi ve teknolojik gelişmelerin öncülüğünde çok sert düşüşler gerçekleşmiştir. Bu doğrultuda ise güneş paneline ve güneş paneli projelerine talep rekor düzeyde artış göstermiştir.

Bugün itibarıyla Çin, 2030 yılında rüzgâr ve güneş panelleri aracılığıyla 1.2 TW kurulu güç kapasitesine ulaşmayı planlarken 2060 yılında ise elektrik ihtiyacının %80’inden daha fazlasını yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmeyi hedeflemektedir.

Özetle, 2010 yılından itibaren yenilenebilir enerji kaynaklarına ve spesifik olarak güneş paneli yatırımlarına ağırlık veren Çin’in, 2021 yılı itibarıyla küresel güneş paneli sektörü değer zincirinin her basamağında sahip olduğu pazar payının %70 seviyesinin üzerinde olduğu izlenmektedir.  Bu kapsamda, küresel güneş paneli pazarı tedarik zinciri aşamalarının, Çin Halk Cumhuriyeti lehine oldukça konsantre bir yapıda olduğu görülmektedir.

Her ne kadar Çin’in geliştirdiği projeler, ölçek ekonomisi ve teknolojik gelişmeler ile birlikte güneş paneli maliyetlerinin hızlı bir şekilde gerilemesine ve bu doğrultuda güneş paneli seviyelendirilmiş elektrik maliyetinin diğer enerji kaynaklarına kıyasla rekabetçi bir pozisyona gelmesine sebep olmuş olsa da küresel güneş paneli pazarının bu seviyede konsantre bir yapıya sahip olması, güneş paneli yatırımlarını çeşitli risklere açık hale getirmektedir.

Bu doğrultuda pek çok ülkenin, güneş paneli teknolojilerine ilişkin yerli üreticilerini desteklemek adına anti-dumping ve gümrük vergileri gibi çeşitli korumacı ekonomik politikalar geliştirdikleri görülmektedir. Türkiye de 2017 yılı itibarıyla, yerli panel üreticilerini desteklemek adına Çin Halk Cumhuriyeti’nden yapılan güneş paneli ithalatlarına anti-dumping vergisi getirmiştir.

Bir sonraki yazı dizisinde görüşmek üzere, esen kalın.


KAYNAKÇA:

International Energy Agency, PVPS Trends Report – 2019, 2020, 2021

International Energy Agency, PVPS Snapshot – 2022

IRENA, Power Generation Costs – 2020, 2021

Mordor Intelligence, Global Solar Photovoltaic Market – (2021-2026)

U.S Deparment of Energy, Solar Photovoltaics, Supply Chain Deep Dive Assesments – 2022

International Energy Agency, Special Report on Solar PV Supply Chains – 2022