search

2023 Sürdürülebilirlik Gündeminde Neler Var?

Geldiğimiz noktada insanlığın içinde bulunduğu tüm endişeleri bir kenara bırakarak çevre sorunlarına odaklanması gerekiyor. 2023'e doğru ilerlerken, hangi çevresel krizin diğer çevresel krizlerden öncelikli olduğuna karar vermek, mutlak bir iş birliğiyle ve mümkünse eş zamanlı aksiyon almak zorundayız.

Plastiğin tarihi dönemeci

İyimser bir açıdan bakıldığında sürdürülebilirlik konusu bugüne dek hiç olmadığı kadar gündemde ve her kademedeki karar vericilerin farklı ölçeklerde aksiyonları mevcut.  Örneğin, Birleşmiş Milletlere üye devletler, 2 Mart 2022’de Paris İklim Anlaşmasından sonra en önemli uluslararası çevre anlaşması olarak nitelendirilen Plastik Kirliğini Önleme Anlaşmasına onay verdiler ve 2024’e kadar anlaşmayı tamamlamayı taahhüt ettiler. Anlaşmanın detaylarına göre plastik kirliliği konusunda Hükümetlerarası Müzakere Komisyonu kurulacak, plastikle ilgili tüm süreçlerin sürdürülebilir, geri dönüştürülebilir ve teknolojik açıdan uyum sağlanabilir açıdan ele alınması sağlanacak. Anlaşma aynı zamanda plastik üretimine ve kullanımına da sınırlama getirerek plastik endüstrisinin tarihi bir değişime uğramasını sağlayacak.

Birleşmiş Milletler’in açıklamalarına göre; 1950'de 2 milyon ton olan plastik üretimi 2017'de 348 milyon tona yükseldi ve 522,6 milyar ABD Doları değerinde küresel bir endüstri haline geldi. Plastik endüstrisinin kapasitesinin 2040 yılına kadar iki katına çıkması bekleniyor. Tahmin edilen bu kapasitenin iklim değişikliğine, biyoçeşitliliğe, doğa kaybına ve kirliliğe etkisi tahmin edilemez düzeyde.

Döngüsel ekonomiye geçişin, okyanuslara giren plastik hacmini 2040 yılına kadar yüzde 80'in üzerinde azaltabileceği; işlenmemiş plastik üretimini yüzde 55 azaltmanın 2040 yılına kadar hükümetlere 70 milyar ABD Doları tasarruf sağlayacağı; sera gazı emisyonlarını yüzde 25 azaltacağı tahmin ediliyor1.

Biyoçeşitlilik önemini koruyor

Biyoçeşitlilik konusu çok kapsayıcı ve çok üst bir başlık olarak görünüyor olabilir ancak çevre olarak adlandırılan kavramı oluşturan her canlı ve her ekosistem biyoçeşitliliğin konusudur. Tropik bir ağaçtan tutun en küçük organizmaya kadar yaşayan herşey hayatın devamlılığında kritik rol oynar. Biyoçeşitlilik kaybının tarihin en kritik sinyallerini verdiği araştırmalarca kanıtlanıyor. WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) ve Londra Zooloji Derneği’nin (ZSL) hazırladığı Yaşayan Gezegen Raporu 2022, Ekim ayında yayınlandı ve ortalama insan ömründen kısa bir sürede omurgalı yaban türlerinin popülasyonlarının yüzde 69 azaldığını ortaya koydu. Raporun bulgularını yorumlayan WWF Küresel Direktörü Marco Lambertini’nin şu cümlesi önemli: “Bugünkü ve gelecek nesillerin refahını tehdit eden, birbiriyle bağlantılı iki acil durumla karşı karşıyayız: iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı.”2

Biyoçeşitlilikteki herhangi bir azalmanın, ekosistemlerin varlığını tehdit eden çok önemli sonuçlara yol açabileceği açık. Küresel ısınma, kirlilik, ormansızlaşma, plansız tarım uygulamaları biyolojik çeşitliliği endişe verici boyutlara indiriyor.

Su

Su probleminin birkaç boyutu var: Yeraltı sularının hızla kirlenmesi, küresel ısınma ile gelen kuraklık sorunu, temiz suya erişim zorlukları… İnsan faaliyetleri ve iklim değişikliği nedeniyle yüzey suyunun azalması, yeraltı sularına bağımlılığı önemli ölçüde artırıyor. Şu anda yeraltı suları, dünya çapında haneler tarafından kullanılan tüm suyun yarısını, tarım için kullanılan tüm suyun dörtte birini ve sanayi için gerekli olan su kaynağının üçte birini sağlıyor3. Uzmanlar, hayatın devamlılığı için su kıtlığının, iklim krizi ile aynı anda yönetilmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar. Endüstriyel kullanım küresel su tüketiminin yüzde 80’ini oluşturduğu için küresel su güvenliğinin sağlanmasında da endüstrinin katılımı zorunlu görünüyor. Endüstrinin iklim ve su riskiyle uyumu için kamu sektörü, kâr amacı gütmeyen kuruluşların ve akademinin birlikte çalışması büyük önem taşıyor4.

Birbirine bağlı ve iç içe sorunlar

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF), Küresel Riskler Raporu 2022, dünyayı 10 yılda bekleyen 10 riski şöyle sıralanıyor5:

·        İklim için eyleme geçme başarısızlığı

·        Aşırı hava koşulları

·        Biyoçeşitliliğin kaybolması

·        Sosyal uyumun aşınması

·        Yaşam için gerekli koşulları elde etmeye yönelik krizler

·        Bulaşıcı hastalıklar

·        İnsanın çevreye verdiği zarar

·        Doğal kaynak krizleri

·        Borç krizleri

·        Jeo-ekonomik zorluklar

İklim değişikliği, su, plastik kirliliği, hava kirliliği, ormansızlaşma, biyoçeşitliliğin tehlikede olması… Değişen iklim koşulları, türlerin devamlılığını ve kaynakları zora sokarken, hızla büyüyen ormansızlaşma, kirlilik ve karbon salımı iklim krizini tetiklemeyi sürdürüyor. Ormansızlaşma ve kirlilik aynı anda biyoçeşitliliği azaltıyor, gezegen sıradışı doğa olaylarının etkisiyle hızla kaynaklarını tüketiyor. 2023 gündeminde hangi sorunların öncelikli ele alınması gerektiğini tartışmaya zamanımız kalmadı. Yapılması gereken; tıpkı su sorununun çözümünde işaret edildiği gibi, endüstrinin, kamunun, sivil toplum kuruluşlarının ve akademinin ortak çalışma zemininin inşa edilmesi. Sürdürülebilir kalkınma için sıralanan 17 küresel amacı tek tek ele alarak ve 17’inci madde olan amaçlar için ortaklıklara odaklanarak…


Kaynaklar:

1.   United Nations Environment Programme (UNEP) 

2.   WWW Yaşayan Gezegen Raporu 2022

3.   WHO - World Water Day 2022: Groundwater, invisible but vital to health

4.   WeForum - Water shortages must be placed on the climate-change agenda. This is why

5.   Dünya Ekonomik Forumu (WEF), Küresel Riskler Raporu 2022