search

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nüz Kutlu Olsun!

1974 tarihinden itibaren her yıl 5 Haziran günü, Birleşmiş Milletler (BM – United Nations) öncülüğünde 100’ün üzerinde ülkenin katılımı ile “Dünya Çevre Günü” – “World Environment Day” kutlanıyor. O tarihten bu yana çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek, halkın katılımını ve farkındalığını geliştirmek ile politik ilgiyi arttırmak üzere dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinlikler ayrıca, dünya çapında çevre koruma bilincini ve eylemini de teşvik etmekte. BM, bu günü, dünya ile ilgili “bir şey” yapmak için "insanların günü" olarak tanımlıyor. Söz konusu yapılacak "bir şeyin" ise yerel, ulusal veya küresel odaklı olabileceği gibi; kalabalıklar içinde veya yalnız bir eylem olabileceğini söylüyor. “Dünya Çevre Günü” her yıl özellikle dikkat çekilmek istenen çevre sorunlarına odaklanan bir tema etrafında düzenlenmekte. 2020 yılı için belirlenen tema olan “biyoçeşitlilik”i yazmadan önce, son iki yılın temalarına da hem güncelliklerini korumaları hem de geleceğimizi şekillendirmemizdeki önemleri sebebiyle değinmek isterim.

2018 yılında Dünya Çevre Günü’nün teması “Plastik Kirliliğiyle Mücadele Et (Beat Plastic Pollution)” olarak belirlenmişti. Bu kapsamda, plastik atıkların doğa ve yaban hayatı ile insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması doğrultusunda insanların günlük hayatlarında değişiklikler yapması çağrısında bulunulmaktaydı. Söz konusu tema kapsamında, “Son on yılda, geçen yüzyılın tamamından daha fazla plastik üretmemiz”, “kullandığımız plastiğin %50'sinin tek kullanımlık olması” ve “plastiğin, ürettiğimiz tüm atıkların %10'unu oluşturması” gibi gerçekler de bizlere hatırlatılırken, kendimizi ve çevremizi sorgulamamız amaçlandı. Hayatımızın her alanında yer alan plastiklerin insan yaşamı için önemi yadsınamayacağı gibi, bizlere doğrudan verebileceği zararları da göz ardı etmemeliyiz. Bu kapsamda plastiğin öncelikle atık haline gelmemesine çabalamalı, atık ortaya çıktığında ise geri dönüşümünü ve doğaya karışmamasını sağlamamız gerekiyor.

Dünya Çevre Günü’nün 2019 yılı teması ise “Hava Kirliliği (Air Pollution)” idi. BM, her geçen gün artan (en azından COVID-19 öncesinde) hava kirliliğini kontrol etmenin ve her ne kadar karmaşık görünse de bununla mücadelede birlikte hareket etmenin önemine vurgu yapıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verileri, dünyada her 10 kişiden 9`unun kirli hava soluduğunu ve yılda 7 milyon kişinin söz konusu hava kirliliği sebebiyle hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor. Her ne kadar hava kirliliği Dünya Çevre Günü’nün geçen yılki teması olsa da, COVID-19 sürecinde ciğerlerimizin sağlığının önemini bir kere daha anladık. Yine bu süreçte sokağa çıkma kısıtlaması ve ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması ile şehirlerdeki hava kalitesinin arttığına ve şans verildiğinde doğanın kendisini yenilemeye çalıştığına şahit olduk.

En başta da bahsettiğim gibi, 2020 yılı Dünya Çevre Günü’nün teması “Biyoçeşitlilik (Biodiversity)”. Biyoçeşitlilik veya biyolojik çeşitlilik, gezegendeki 8 milyon kadar canlı türünü, onları barındıran ekosistemleri; okyanuslar, ormanlar, dağ ortamları ve mercan resifleri ile aralarında bulunan genetik çeşitlilik de dâhil olmak üzere dünyadaki yaşam çeşitliliğini kapsıyor. BM, insanların doğanın hassas dengesini bozarak - vahşi yaşamı çevreleyen, hayvan popülasyonlarındaki genetik çeşitliliği azaltarak, iklim değişikliğine ve beklenmedik hava olaylarına neden olarak - virüslerin hayvan ve insan popülasyonları arasında yayılması için ideal koşullar yarattığını vurguluyor. Bu durumun ise günümüzün en önemli konuları arasında yer alan COVID-19'un ortaya çıkışı ile ilişkilendiriyor. Son 150 yılda canlı mercan kayalığı örtüsünün yarı yarıya azaldığını ve önümüzdeki 10 yıl içinde, bilinen her dört türden birinin yok olabileceğini söyleyen BM, biyoçeşitlilik kaybını tersine çevirmeyi, sağlıklı bir gezegeni düzeltmenin ve sürdürmenin tek yolu olarak sunmakta. BM, doğa ile ilişkimizi yeniden tasarlamanın ve doğayı karar verme sürecimizin merkezine koymanın zamanı geldiğini vurguluyor.

Biyoçeşitlilik, hava veya plastik kirliliği ile mücadele, hangisi olursa olsun doğaya ve çevremizdeki tüm canlılara daha fazla saygı göstermemiz ve harekete geçmemiz gerekiyor. Hem birey olarak, hem de toplumsal olarak yapabileceğimiz oldukça fazla şey var, evimizden atacağımız küçük bir adımın bile biyoçeşitlilik adına büyük anlamları ve sonuçları olabilir. Dünya Çevre Günü temaları vesilesiyle bir kere daha hatırladığımız, üzerine düşündüğümüz ve konuştuğumuz çevresel konuları, hayatımızın her alanına sokmalıyız. Sağlıklı biyoçeşitlilik, sağlıklı insanlar ve sağlıklı yaşamlar demek. Başka gezegenler olsa da başka Dünya yok!