Çölleşme ve Kuraklık ile Mücadelenin Önemi
İklim değişikliği ile çölleşme, kuraklık ve arazi tahribatı küresel olarak yaşanan sorunlar arasında ön plana çıkıyor. Birleşmiş Milletler (BM) de, 1994’ten bu yana her yıl 17 Haziran gününü, bütün dünyayı etkisi altına alan bu soruna dair bilinç düzeyini artırmak ve yapılması gereken çalışmalara dikkat çekmek amacıyla ‘’Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’’ olarak ilan etmiş.
Çölleşme; iklim değişikliği ve insanların çevreye verdiği zararlar sonucu kurak alanlarda meydana gelen arazi bozulması olarak tanımlanıyor. İklim değişikliği sıcaklık, yağış, güneş radyasyonu ve rüzgârlardaki uzamsal ve zamansal kalıpların değişmesi yoluyla çölleşmeyi şiddetlendirebiliyor.(1) Çölleşmenin nedenlerine baktığımızda ise şu başlıklar göze çarpıyor. İklim değişikliğinin yanı sıra ormansızlaşma, doğal afetler, yağışların azalması/dengesizliği, toprak kirliliği, plansız sulama, çevre kirliliği, aşırı gübre ve pestisit kullanımı ile yeraltı suyunun aşırı kullanımı bu nedenlerden birkaçı olarak karşımıza çıkıyor.(2)
Türkiye maalesef yarı kurak bölgede bulunmakta ve su konusunda çok şanslı bir ülke değil. Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından yayımlanan yıllık yağış miktarı verilerini incelediğimizde, son 20 yılda yıllık ortalama yağıştan daha düşük yağış miktarının gerçekleşmesinin frekansı artmış durumda. 2000-2008 yılları arasında 8 yılda bir defa karşımıza çıkan mevsim normallerinin altında yağış, 2008 yılından sonra sırasıyla 4 yıl, 3 yıl ve 2 yıl aralıklarla gerçekleşti. Bu veriler ışığında yakın gelecekte ortalama yağıştan düşük yağış frekansının artması ile Türkiye’de kuraklık sıklığının artabileceği olasılığını göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Peki kuraklık ve dolayısıyla çölleşme ne gibi sonuçlar doğurabilir? Çölleşme sonucunda su kaynaklarının kuruması, bitki örtüsünün tahribi, erozyon ve biyoçeşitliliğin azalması gibi doğal ortamdaki bozulmanın yanında yaşam kalitesinin düşmesi, kıtlık ve göç gibi sosyoekonomik sorunlar da ortaya çıkar. Dünyada her yıl sadece çölleşme ve kuraklık nedeniyle 12 milyon hektar arazi kaybediliyor. Söz konusu arazi büyüklüğü 20 milyon ton tahıl üretebilecek bir alana tekabül ediyor. Çölleşme ve arazi tahribatı da her yıl 42 milyar dolar tutarında kazanç kaybına neden oluyor.(3)
Çölleşmeyi önlemek için neler yapmalıyız? Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının benimsenmesi, su kaynaklarının korunması, bitki örtüsünün korunması ve ağaçlandırma çalışmalarının yapılması, ekonomik faaliyetlerin doğal ortamla uyumlu olarak planlanması ve doğru arazi kullanım yöntemlerinin seçilmesi çölleşmenin etkilerini azaltmada yardımcı olabilecektir. Özetle çölleşme ve kuraklık ile mücadelede hepimize bir pay düşüyor. 17 Haziran gününü unutmamanız dileğiyle.
(1)Dünya Meteoroloji Örgütü, https://library.wmo.int/doc_num.php?explnum_id=5047
(2)https://www.conserve-energy-future.com/causes-effects-solutions-of-desertification.php
(3)Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi, https://www.unccd.int/actions/united-nations-decade-deserts-2010-2020-and-fight-against-desertification
Bunlar da İlginizi Çekebilir



