search

İklim Kulübü Dünyasına Hoşgeldiniz!

G7 toplantısının önemli çıktılarından biri gözlerden biraz uzak kaldı. G7 ülkeleri Paris Anlaşması’nın etkin şekilde uygulanmasını desteklemek için 2022 sonunda İklim Kulübü kurma kararı aldı1. Her kulüpte olduğu gibi kulübün içindekiler ve dışındakiler olacak. İçindekilerin iklim krizine karşı ortak bir mücadele tutkusuna (climate ambition) sahip olduğu kabul ediliyor. Bu ülkeler bir araya gelip kulübün “dışındakiler”in mücadele tutkusunu artırmaya çalışıyorlar, yani iklim kriziyle mücadele tutkusunu ihraç etmeyi amaçlıyorlar. Böylece krizle mücadelenin yükü Kulüp dışı ülkelerle paylaşılmış oluyor2

Diğer ülkelerin iklim kriziyle mücadele tutkusunu artırma konusu yeni değil elbette. Geçen yıl açıklanan 55’e Uyum Paketi kapsamındaki Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKD) sonrasında TSKB Ekonomik Araştırmalar olarak mevzunun bir kulüp kurmaya doğru gidebileceğine işaret etmiştik3,4. Bugün gelinen nokta itibarıyla kulübün kurulması önemli. Ama artık daha önemlisi kulübün nasıl işleyeceği ve nereye yöneleceği. 

Tam burada iklim amaçları doğrultusunda hedef odaklı iklim kulübü benzeri birlikteliklerin alternatif uygulamalarının olabileceğini not etmek de anlamlı. Örneğin IMF, karbon salım miktarı büyük olan aktörlerin bir araya gelmesini ve uluslararası karbon fiyatına bir taban belirlenmesini öneriyor5. 195 ülkeyi bir araya getirmektense az sayıda büyük aktörün bir araya gelip karar alma ve uygulamasının SKD’ye göre daha etkin olacağını hatırlatan IMF, gelir gruplarına göre farklılaşan karbon fiyat tabanı önerisini de dile getiriyor6. IMF’nin önerisi kirletenlerin gelirine göre fatura ödeyeceği bir çerçeve esas alırken G7’nin yöneleceği yapının ne olacağı merak konusu. 

İklim Kulübü kurulması kararı hem iklim kriziyle mücadelede hem de sanayi politikalarında yeni bir dönemin başlangıcı anlamına gelebilir. Hali hazırda kulübün hangisine odaklanacağına ilişkin değerlendirme yapmak için yeterli bilgi olmasa da bunun iklim krizi mücadelesinden ziyade sanayi politikası işlevi görebileceğine yönelik endişe edecek kadar bilgi var. G7’nin kurduğu İklim Kulübü, tarihsel sorumluluk, iklim adaleti, kirleten-maruz kalan dengesi ve ülkeye özel koşullar gibi konulara ne kadar odaklanacak, izleyeceğiz. 

Gelişmiş ülkelerin yeni ihraç kaleminin iklim kriziyle mücadele tutkusu olduğu bir dünyada Türkiye belirlenen koşullara uyum sağlamaya çalışan, geriden gelen, koşulları ithal eden bir ülke mi olacak; yoksa kendi koşullarını dikkate alarak bu mücadeleye vereceği katkıyı planlayan, müzakere eden, uygulayan ve bu koşulları ihraç eden bir aktör mü? Bu sorunun cevabı, yeşil ekonomiden yeşil sisteme doğru yaşanan dönüşümde Türkiye’nin gelecekteki rekabet gücünün tali değil, asli belirleyicilerinden olacak. 



[1]https://www.g7germany.de/resource/blob/974430/2057926/2a7cd9f10213a481924492942dd660a1/2022-06-28-g7-climate-club-data.pdf?download=1

[2] https://ycsg.yale.edu/sites/default/files/files/nordhaus-climate-clubs.pdf

[3] https://www.tskb.com.tr/uploads/file/f59289411b59bf2e7400e70770a07790-1634727039816.pdf

[4] https://www.tskb.com.tr/uploads/file/31e13bae85f4be20716e1691c4323e2c-1634727286701.pdf

[5] https://www.imf.org/en/Publications/staff-climate-notes/Issues/2021/06/15/Proposal-for-an-International-Carbon-Price-Floor-Among-Large-Emitters-460468

[6] https://blogs.imf.org/2022/05/19/why-countries-must-cooperate-on-carbon-prices-2/#:~:text=The%20ICPF%20proposal%20sets%20price,%2475%20for%20high%2Dincome%20countries.