Yeşil Kuğu
Başlıkta bir renk hatası yok. Finansal piyasalarda gerekli gereksiz her cümlenin içinde kullanılan ve kanımca yeterince de eskitilen “Siyah Kuğu” kavramı daha popüler olsa da yeni mevzumuz “Yeşil Kuğu”.
Bu coğrafyada büyümüş bir iktisatçı olarak “Şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle.” diye gönlümüzden geçeni paylaşabildiğimiz allı turnaları tercih etmekle birlikte, pek de şekerli-ballı olmayan bu yeşil kuğu mevzusunu paylaşmayı da boynumun borcu bilirim… Renginden de anlaşılacağı üzere, yeşil kuğu bize iklimle ilgili riskleri hatırlatan bir kavram.
Belki bundan üç-dört sene önce iklim kaynaklı sorunların çocuklarımızın ve hatta torunlarımızın başına geleceğini düşünüyorduk. Ama artık biliyoruz ki hadisenin adı iklim riski değil iklim krizi ve bizler de tam olarak bu krizin ortasındayız.
Konu yakın zamana kadar sivil toplum kuruluşlarının ya da bir avuç gönüllü ile akademisyenin gündemindeydi. Kapalı kapılar ardına, konferans salonlarına sıkışmıştı. Bugün ise her zamankinden daha fazla hayatımızın içinde. O nedenle finansal piyasalardaki oyuncular ve iktisadi politika yapıcılarının da konuya ilgisinin geometrik olarak arttığını görüyoruz.
“Yeşil kuğu” tanımı da tam bu ilgiden besleniyor. Bir diğer adı ise iklim siyah kuğuları. Çünkü yeşil kuğular da, aynı siyah kuğular gibi risklerin dışa düşer bölgesinde yer alıyor, geçmiş veri gelecek veri için ipucu sağlamıyor ve çok uç değerler gerçekleşebiliyor.
Ama iklim krizinin doğurabileceği risklerin ne kadar çizgi dışı olabileceğini anlatmak için kullandığımız “yeşil kuğu” tanımının siyah kuğudan ayrıştığı yerler de var. Öncelikle iklimle ilgili katastrofik olayların finansal piyasalardaki krizlerden çok daha ağır sonuçlar doğurması bekleniyor. Diğer bir deyişle, “Gelen gideni, yeşil kuğu siyah kuğuyu aratır!” deniyor. İklim riskini anlama ve yönetmedeki zorlukların, finansal krizleri anlama ve yönetmedeki zorlukların çok daha ötesinde olması da, not edilmesi gereken bir diğer fark.
İş yeşil kuğulara gelmeden önce, iklim değişikliğinin fiyat istikrarı ve finansal istikrar üzerindeki etkileri giderek daha fazla konuşulur oldu. İklime bağlı risklerin gıda ve enerji fiyatları üzerinden fiyat istikrarını tehdit ettiği bir gerçek. Diğer yandan yine iklim değişikliğinin tetiklediği fiziksel risklerin ve bunların doğuracağı öngörülemeyen altyapı yenileme ihtiyaçlarının, finansal istikrarı gölgeleyebileceği de çok açık.
Ancak, iklim krizinin popülerliği maalesef tam olarak icraat tarafında karşılık bulmuyor. Bizler, kalkınma bankası iktisatçıları, bu konuda uyarılarımızı uzun zamandır yapıyoruz. Bazen “Ama ABD borsaları rekor kırıyor!” karşılığını alabiliyoruz. İklim riskleri, maddi karşılıkları piyasaya yansıyana kadar gözardı edilecekse, iş işten geçer.
Kaybedecek zaman yok. Hayat kısa, kuğular renk değiştiriyor!
Bunlar da İlginizi Çekebilir



