search

Belirsizlikten konuşurken...

Belirsizlik, kesin bir şekilde bilinenin içinde var olamayacağı gibi tamamen bilinmez de değildir. Tam belirsizlik durumunu varsaymak, karar alma sürecinin başlamamasına, belirsizliğin olmadığını varsaymak kararların beklenmeyen sonuçlarının açıklanamamasına yol açacaktır. Bu durumda “belirsizlik” karar alma sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır.

İktisatçılar arasında farklı okullar tarafından farklı yorumlanan belirsizliği; ölçülebilen ve ölçülemeyen olmak üzere iki farklı biçimde ele alan ilk kişi Frank Hyneman Knight olmuştur. Knight 1921 yılında yayımladığı ““Risk, Uncertainty and Profit” adlı çalışmasında ölçülebilen belirsizliği risk olarak tanımlamıştır.

Belirsizliği anlamaya çalışmak ya da hesaplama yaklaşımları geliştirmek yaşanacakları değiştirebilir mi? Belirsizliği ortadan kaldırabilir mi? Hayır! Belirsizliği ölçmek onu ortadan kaldırmaya yetmez. Ben bunu şöyle ifade ediyorum; ateşi yükselen bir bebeğin ateşinin ölçülmesi, yüksek ateşi ortadan kaldırmaz. Bir tedavi yöntemi değildir. Ancak atılacak ilk ve en elzem adımdır.

Galileo Galilei

ölçüm meselesinin önemini yıllar önce şu sözleri ile açıklamıştır; “Ölçmek bilmektir. Ölçülebileni ölçün, ölçülemeyeni ise ölçülebilir hale getirin”.

 

Özellikle 2008-2009 global krizinden sonra belirsizliğin ölçülebilir bir değişken olarak ifade edilmesine duyulan ihtiyaç artmıştır. Bu ihtiyaç yapılan çalışmaların sayısını da artırmıştır. Ekonomik gelişmelerden bahsederken sıklıkla “artan belirsizlik”, “azalan belirsizlik” ya da “ortadan kalkan belirsizlik” gibi söylemleri duymuşuzdur. Önemi büyük olan ve çoğu zaman ciddi bir sonuca bağlanan bu söylemlerin öznel yargılar olması beklenemez. Söz konusu ifadelerin ardında yatan bazı hesaplama metotları mevcut olup, yenilerinin geliştirilmesi üzerine ise muhtemelen çalışılmalar devam etmektedir. Belirsizliği sayısallaştırmak (tabiri caiz ise ölçmek) için kullanılan yöntemlerin yaygın olanlarından birisi volatilite/oynaklık modelleridir. Makroekonomik belirsizlik yazınında volatilite kavramı sıklıkla belirsizlik ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Volatilitenin, belirsizliğin temsilcisi olarak kullanımı konusunda en bilinen örneklerden birisi VIX göstergesidir. Şikago Opsiyon Borsası (CBOE) tarafından oluşturulan VIX “korku endeksi” ya da “belirsizlik endeksi” olarak da anılmaktadır.

Ben de belirsizliği sayısallaştırmak için volatilite modellemesi yöntemini tercih ederek bir “makroekonomik belirsizlik endeksi (MBE)” oluşturmaya çalıştım. Volatiliteyi hesaplarken Genelleştirilmiş Otoregresif Değişen Varyans (GARCH) modellerinden faydalandım. MBE’yi oluştururken Türkiye için belirsizliğe işaret eden dönemleri yakalayabilen bir gösterge oluşturarak, belirsizliği sayısal bir ifadeye çevirebilmeyi amaçladım. Grafik 1’de (yatay eksen yılları göstermektedir) endeksin sıçrama yaptığı dönemlere bakıldığında ülkedeki belirsizlik dönemlerini yakalayabildiği değerlendirilebilir. Yapılan bu çalışma sonucunda ölçülebilir hale gelen “belirsizlik” Türkiye için yapılacak analizlerde dahil edilebilir.

Tedavi yöntemi hakkında fikir vermese de bebeğin ateşi artık ölçülebilir.

 

Bu içerik, yazarın “Ekonomide Belirsizlik ve Türkiye için Bir Belirsizlik Endeksi Önerisi” adlı doktora tez çalışmasından üretilmiştir.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Diğer Blog Yazıları