search
Cem Avcıoğlu
Cem Avcıoğlu
Diğer Yazıları

Uzaktan Çalışmaya Dair Veriler Dönüşümün Kalıcılığına İşaret Ediyor

COVID-19 pandemisi, küresel düzeyde istihdama dair önemli değişimler yarattı. Karantina uygulamaları gibi pandeminin yol açtığı çeşitli engelleri aşmak için, çoğu işletme üretkenliği sürdürmek ve virüsün bulaşma ve yayılma riskini en aza indirmek amacıyla farklı uzaktan çalışma protokollerini benimsedi. Pandeminin sona ermesi sonrası devam eden ve günümüze kadar uzanan uzaktan çalışma uygulamaları, kamuoyunda genellikle bazı şirketlerin çalışanlarının tekrar 5 gün ofise dönmesini zorunlu kıldığına dair haberlerle gündeme gelse de bu haberlerin genel bir eğilimi yansıttığını söylemek güç.

Stanford Üniversitesi bünyesindeki Hoover Enstitüsü’nün dünyanın farklı bölgelerinden 40 ülkedeki yaklaşık 16 bin üniversite mezunu çalışan ile gerçekleştirdiği anketler, 2022 yılı sonrası uzaktan çalışma oranının istikrar kazandığını gösteriyor.(1) Pandemi öncesinde dünya genelinde haftada ortalama yalnızca 0,3 olan uzaktan çalışma günü sayısı, 2022’de 1,6 güne çıkarken, 2023 yılı ve Kasım 2024-Şubat 2025 dönemine ait veriler ortalama 1,3 gün ile uygulamanın yerleşmiş olduğuna işaret ediyor. Çalışmada dikkat çekici hususlardan biri gelişmiş ekonomiler arasında bile önemli farkların ortaya çıkabilmiş olması. Örneğin ABD, 1,6 gün ile uzaktan çalışmayı en yaygın kullanan 4’üncü ülke olurken, Japonya’da bu sayı 0,7’de kalıyor. Öte yandan Türkiye’nin 0,9 olan uzaktan çalışma günü sayısının Danimarka ve Norveç’le aynı olması da kulağa ilginç gelebilir. Enstitünün yayımladığı makalede vurgulandığı gibi, veride gözlemlediğimiz bu tip durumlar, uzaktan çalışmanın yaygınlığının ülkelerin sektörel yapıları, teknolojik altyapıları ve kültürel normları gibi birçok faktörden etkilenmesinden kaynaklanıyor.

Şirketler nitelikli işgücünü bünyelerine katabilmek için yarışırken, çalışanların uzaktan çalışmaya dair tutumları elbette bu uygulamaların yaygınlığı üzerinde belirleyici olacak. Yakın geçmişte yayımlanan bir çalışma bu tutuma dair ipuçları sunuyor.(2) LinkedIn'de yer alan 3 milyondan fazla teknoloji ve finans çalışanının istihdam geçmişinden yola çıkılarak S&P 500 şirketlerinin ofise dönüş kararlarının etkilerinin analiz edildiği çalışmaya göre, bu kararları uygulamaya koyan şirketler çalışan devir oranlarında %14’lük artış yaşıyor. Üstelik bu artış, kadın çalışanlar, kıdemli çalışanlar ve yüksek beceriye sahip çalışanlar arasında daha belirgin olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca şirketler, ofise dönüş öncesi işe alım dönemlerine kıyasla açık pozisyonları doldurmak için %23 daha fazla süreye ihtiyaç duyuyor. Ülkemizde de yeterli esnekliğe sahip olmayan şirketlere ilginin azaldığına dair haber akışı, küresel gelişmelere uyumlu bir eğilimin mevcut olduğuna işaret ediyor.(3)

Türkiye perspektifinden uzaktan çalışma uygulamalarının işgücü arzına olası etkileri önemli bir konu başlığı. Nitekim bu uygulamalar kadınlar ve engelli bireyler gibi kırılgan kesimlere sosyal normlar dolayısıyla üzerlerinde yoğunlaşan sorumlulukları ya da sağlık sorunları dolayısıyla ihtiyaçları olan esneklik seçeneklerini sunarak onların işgücüne katılmasını mümkün kılabiliyor. Bu nedenle hem şirketler hem de politika yapıcılar açısından çalışma hayatındaki dönüşümü anlamak ve uygun adımları atabilmek önümüzdeki dönemde değerli olacak.



(1) https://siepr.stanford.edu/publications/essay/working-home-2025-five-key-facts

(2) Ding, Y., Jin, Z., Ma, M., Xing, B., Yang, Y. (2024). Return to Office Mandates and Brain Drain

(3) https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/nitelikli-is-gucu-uzaktan-ve-hibrit-calisma-modeline-sahip-sirketlere-kayiyor/3556521


Bunlar da İlginizi Çekebilir

news
Isınan Bir Dünyada İş Gücü
12.09.2024 — 3 dk. Okuma
news
Gelecek 123 Yıl?
01.07.2025 — 2 dk. Okuma
news
Buzulların Görünmeyen Yüzü
26.03.2025 — 2 dk. Okuma
Diğer Blog Yazıları