search

Türkiye’nin Sürdürülebilir Kalkınma Karnesi

Türkiye İstatistik Kurumu iki hafta önce Türkiye’nin 2018 yılında Sürdürülebilir Kalkınma Göstergelerinde geldiği noktayı özetleyen bir istatistik seti yayınladı. 17 ana hedefin etrafında şekillendirilen göstergeler Türkiye’nin kalkınma yolunda mevcut durumunun fotoğrafının çekilebilmesi için önem teşkil ediyor.

1 numaralı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH) olan yoksullukla mücadelede Türkiye’nin 2010-2018 yıllarında gelişme gösterdiği görülmekte. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %50'sinin altında kalan nüfus, 2010 yılında toplam nüfusun %16,9’u iken, 2018 yılında toplam nüfusun %13,9’unu oluşturdu. Ancak medyan gelirin %50’sinin altında kalan kadınların oranı %14,4 iken, erkeklerin oranı %13,4 olarak gerçekleşerek yoksullukta kadınlar ve erkekler arasındaki uçurumun var olmaya devam ettiğini ortaya koydu. Sosyal koruma harcamaları 2010 yılında 148,4 milyon lira seviyesindeyken, 2018 yılında 2 katına çıkarak 442,6 milyon lira oldu. Buna rağmen, sosyal koruma harcamalarının GSYH’ye oranı 8 yıl içerisinde %12,8’den %11,9’a geriledi.

Sağlıklı ve kaliteli yaşam göstergelerine göre, çocuk ölüm oranlarında gerileme yaşanırken, toplumun daha fazla hemşire ve doktora erişimi de sağlandı. 2010 yılında her bin canlı doğumda 15,5 olan beş yaş altı ölüm oranı 2018 yılında 11,4 seviyesine geriledi. Yüz bin kişi başına düşen hekim sayısı 8 yılda 20 kişi artarak 187, ebe ve hemşire sayısı ise aynı dönemde 78 kişi artarak 302’ye ulaştı.

Kapsayıcı eğitim hedefi altında yer alan, yükseköğrenim kurumuna devam eden öğrenci cinsiyet oranı 2018 yılında 96,4 seviyesine ulaşarak, yükseköğrenimde tam cinsiyet eşitliğine daha da yaklaştı.

Kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyüme ve üretken istihdamın desteklenmesi hedefi özelinde incelendiğinde, sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı 8 yılda 6,8 yüzde puan azalarak %22,3 seviyesinde gerçekleşti. Sosyal güvenliğe ulaşımda cinsiyet uçurumu 8 yıl içerisinde bir miktar kapanmış olsa da, işsizlik oranları kadın ve erkekler arası karşılaştırıldığında aradaki farkın zaman içerisinde açıldığı gözlenmekte.

2010 yılında Türkiye’de kadınlar 7,7 lira ortalama brüt ücretleriyle erkeklerden saatlik olarak 20 kuruş daha fazla kazanırken, 2018 yılına gelindiğinde erkeklerin 20,9 lira ile kadınlardan saatlik 60 kuruş daha fazla kazanması dikkat çekti. Rakamlar hem işsizlik hem de ücretler açısından cinsiyet uçurumunun genişlediğini göstermekle birlikte, yöneticilik pozisyonundaki kadınların oranının 2012’den itibaren 1,9 yüzde puan artarak %16,3’e çıkması kadınların işgücündeki statüleri açısından önemli bir ilerleme olarak değerlendirilebilir.

Özetle, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma karnesine genel olarak bakıldığında, 8 yıl içerisinde yoksulluk, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim ve sosyal güvenlik gibi pek çok hedefte ilerleme yaşanmasına rağmen, bu kazanımların kadın ve erkekler arasında eşit dağılımı konusunda henüz kat edilecek çok yol olduğu göze çarpmakta.