Elektrikli Araçlar: Sandığınızdan Daha Yakınlar
Otomobil yeniden icat edilirken, birçok ülkede hükümetler ve belediyeler elektrikli araç dönüşümünü hızlandıracak düzenlemeler getiriyor.
Elektrikli araçlar, konnektivite ve sürücüsüz otomobil teknolojileri ile birlikte hiç kuşkusuz otomotiv sektörünü dönüştüren en önemli mega trendlerden biri. Küresel ısınmanın geldiği kritik seviye ve giderek artan çevresel, sosyal ve ekonomik maliyetler karşısında birçok sektör gibi otomotiv sektörü de geri dönülmez bir dönüşümün içerisine girmiş durumda. Zira karayolu ulaşımı, insan kaynaklı CO² yayılımının yaklaşık %16’sını oluşturuyor. 2015’te duyurulan ve 2016 Nisan ayında 175 ülke tarafından imzalanan Paris İklim Değişikliği Anlaşması ile küresel ortalama ısı artışını 2100’de sanayi öncesi döneme göre 2 ila 1,5 derece arasında sınırlandırma hedefi ortaya konuldu. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, belirlenen bu hedefin başarılması için 2040 yılında kullanımda olan araçların 600 milyonunun elektrikle çalışıyor olması gerekiyor. 2017 yılının ilk 11 ayında 1 milyon adet barajını geçen bataryalı ve hibrit araç satışlarının yılı 1,2 milyon adet satış rakamı ve %1,2 pazar payı ile tamamlanması bekleniyor. Bu satış rakamı ile küresel elektrikli araç parkı 3 milyona adete yaklaşacak.
Otomotiv sektörü artık dönüşümü görmezden gelemiyor
Küresel ölçekte uygulamaya konulan ya da gözden geçirilen enerji verimliliği, hava kalitesi ve dekarbonizasyon projeleri dikkate alınarak yapılan bir hesaplamayla, IEA dünyada 2030 yılı itibariyle 56 milyon adet elektrikli aracın dolaşımda olacağını öngörüyor. Ancak hükümetlerin son dönemde açıkladıkları kararlar bu dönüşümün daha süratli olacağına dair ipucu veriyor. Dünya motorlu araçlar üretiminde %30’luk pay ile lider konumda olan Çin, geçtiğimiz Ekim ayında ülkede yıllık 30 bin adet üzerinde üretim yapan tüm otomotiv üreticilerine 2019 yılından itibaren üretimlerinin en az %10’unu elektrikli araçlara ayırma zorunluluğu getirdi. Çin’in getirdiği bu yeni düzenleme sektörün büyük oyuncularını elektrikli araç segmentinde daha agresif bir şekilde tavır almaya zorluyor.
Elektrikli araçlar çeşitli uygulamalarla özendiriliyor
Avrupa’da İngiltere ve Fransa 2040, Hollanda ise 2025 yılı itibariyle tüm benzinli ve dizel araçların satışının yasaklanmasını onayladılar. Ayrıca Avusturya, Danimarka, İrlanda ve Portekiz gibi birçok ülke elektrikli araçlara yönelik çeşitli ara hedefler belirlemiş durumdalar. Bu ülkelerde sıkı emisyon kontrolleri ve şehir merkezlerine girişlerin sınırlanması uygulamalarının yanı sıra, elektrikli araçlar için farklılaştırılmış vergi ve harç politikaları yürürlüğe konuldu. Elektrikli araçların en yüksek pazar payına (%35) sahip olduğu ülke olan Norveç’te 2025 itibariyle satılan araçların tamamının sıfır emisyonlu araçlar olması planlanıyor. Ülkede elektrikli araç sahipleri, vergi teşvikleri, ücretsiz gişe geçişleri, feribot ve park alanının yanı sıra sadece otobüslere ait olan şeritleri kullanarak trafiği atlatmak gibi ilginç ve bir o kadar da cazip avantajlara sahipler. Batı Avrupa’nın en büyük petrol üreticisi olan Norveç’in bu uygulamaları gerçekleştiriyor olması tabii ki durumu daha da ilgi çekici hale getiriyor.
Pil teknolojilerindeki ilerleme değişime ivme kazandırıyor
Elektrikli araçların yakaladığı bu ivmedeki bir diğer önemli faktör bu araçların pil teknolojilerinde yaşanan gelişmeler çerçevesinde daha ucuz hale gelmesi. 2010-2016 yılları arasında lityum-iyon temelli pil fiyatları %74 düşerken, bu pillerin enerji yoğunlukları ortalama %5 büyüme gösterdi. Yıllık pil üretim kapasitesinin mevcut 90GWh seviyesinden 2021’de 290GWh’ye çıkacağı öngörüsü arz zincirinin olgunlaşmakta olduğunu gösteriyor. Bu açıdan, elektrikli araçların teşvik uygulamalarının olmadığı bir ortamda 2025 yılından itibaren içten yanmalı motorlu araçlarla rekabet edebileceği tahmini oldukça anlamlı.
“Otomobil yeniden icat ediliyor”
Geçtiğimiz Kasım ayında Volkswagen AG CEO’su Matthias Müller’in verdiği bir röportajda sarf ettiği “Otomobil yeniden icat ediliyor.” sözleri dijitalleşme, paylaşım ekonomileri ve çevresel duyarlılıklar çerçevesinde tekrar şekillenen otomotiv sektörünü oldukça iyi özetliyor. Önümüzdeki 10 yılda, sektör, geçmiş 50 yılda katettiğinden çok daha uzun bir mesafeyi ‘ulaşım’ kavramının ve tüketici tercihlerinin hızla değişeceği bir noktada almak durumunda kalacak.
Elektrikli araçlar, konnektivite ve sürücüsüz otomobil teknolojileri ile birlikte hiç kuşkusuz otomotiv sektörünü dönüştüren en önemli mega trendlerden biri.
Bunlar da İlginizi Çekebilir


