Gayrimenkulde risk
Gayrimenkulde risk algısını birkaç farklı açıdan irdelemek gerekiyor: Riski en başta yüklenen yatırımcılar, yatırımı satın alan alıcılar ve yatırımı finanse eden kurumlar. Peki sizce en büyük risk kimde ve nedir bu riskler?
Gayrimenkul yatırımının, para kazanmanın en iyi yollarından biri olduğunu inkar edemeyiz. Ancak doğru yatırımın yapılması koşuluyla tabii ki. Doğru bir yatırım derken, herkes kira getirisi olan bir gayrimenkul yatırımı yapabilir, ancak herkes yaptığı yatırımda kesin bir başarı elde edemez. Doğru bir yatırım, risklerin doğru bir şekilde yönetilmesiyle olur.
Yatırımcısınız ve gayrimenkule yatırım yapacaksınız. İlk bakacağınız ne kadar gelir elde edip etmediğiniz olurdu muhtemelen. Diğer yandan da hem global, hem de yerel ölçekte diğer yatırım araçlarına göre ne kadar getirisinin olacağı. Ancak tabii ki burada sınırlı kalmamalı.
Yüksek getiri oranı, içerisinde birtakım riskleri de barındırıyor olabilir. Dünyada içerisinde risk barındırmayan herhangi bir yatırım yok. En garanti yatırım aracı olarak görülen tahvil yatırımlarında bile, belki bir gün sonra yapacağınız tahvil yatırımının daha çok kazandırması riski karşınızda beliriverir. Diğer finansal araçlar şu an için konumuz değil ancak gayrimenkule yöneldiğimizde, ne gibi risklerimizin olduğunu ve bunları nasıl yönetebileceğimizi belirlemek gerekir.
Risklerin doğru bir şekilde tespit edilmesi ve yönetilebilir risklere göre doğru bir değerlendirme yapılması gerekir. Bu yazıda genel itibarıyla yatırımcılar açısından gayrimenkulün riskini irdeleyeceğiz. Ancak gayrimenkulde risk yatırımcılarla başlayıp sonlanmaz, diğer yandan alıcı/kullanıcılar ve finansman sağlayanlar da riskler üstlenir. Her bir kesimin üstlendiği riskleri aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz.
Hepsini değerlendirdikten sonra, biraz da günümüz çerçevesinden gayrimenkulde ne gibi riskler olduğuna bakalım. Yüklenicilerin üstlendiği risklere baktığımızda, faaliyetlerin sürdürülebilir kılınması en önemli önceliklerden birisi. Ancak inşaat maliyetindeki artış, kredi faizlerindeki yükselme ile birleşince yükleniciler nakit akışının yönetimi açısından zorluklarla karşı karşıya kaldı. Faaliyetlerdeki en küçük bir aksama ise sabit maliyetlerin gelirler içerisindeki oranının artmasına; talep tarafının finansman açısından zorlanması ise mevcut yatırımların satışının gecikmesine neden olmakta. Bu gibi risklerin yönetilebilir seviyede tutulması ve kompanse edilebilmesi en önemli noktalar. Bu da bizi tekrar risk yönetimine getirmektedir. Risklerin doğru tespiti özellikle ilk aşamada oldukça önemli. Çünkü bilmediğiniz şeyler, günün birinde size zarar verebilir.
Bunlar da İlginizi Çekebilir


