Hızlı Modanın Bilinmeyen Yüzü
Tekstil sektörünün hızlı, büyük ölçekli ve optimal kaliteli kolunu oluşturan hızlı moda sektörü pek çok tüketicinin ilgisini üzerinde tutuyor. Peki, uygun fiyatlı trend tekstil ürünlerinin çevresel ve sosyal etkilerini ne kadar biliyoruz? Earth.org daha bilinçli tüketimi desteklemek için bilmeniz gereken 11 hızlı moda gerçeğini özetledi.
1. Her yıl 100 milyar adet giysi üretiliyor
Yani gezegendeki her insan için yaklaşık 14 parça giysi. Bu istatistik nicelik olarak moda sektörünü otomotiv ve teknoloji sektörlerinin önüne taşıyor.
2. Ortalama bir insan zamanının yüzde 80'inde giysilerinin sadece yüzde 20'sini kullanıyor.
Hızlı üretime ve ucuz fiyatlara dayanan modern alışveriş, insanları aşırı tüketime teşvik ediyor. Tüketiciler kısa bir süre sonra popülerliğini yitirecek yüksek kaliteli, uzun ömürlü giysilere değil ömrü kısa olan ucuz kıyafetlere yöneliyorlar. Araştırmalar çoğu insanın aynı şeyleri defalarca giydiğini ve çoğunluğun gardırobunun en az yüzde 50'sine dokunmadığını gösteriyor.
3. Hızlı moda mağazalarının hedef kitlesi 18-24 yaş arasındaki tüketiciler
Araştırmalar, genç tüketicilerin genellikle daha düşük bir fiyat ve daha fazla çeşitlilik için üstün kaliteden ödün vermeye istekli olduklarını gösteriyor.
4. Hızlı moda şirketleri uluslararası havacılık ve denizcilik şirketlerinin toplamından daha fazla kirlilik üretiyor
Hızlı moda, doğası gereği çevreye en çok zarar veren endüstriler arasında yer alıyor. Küresel kirliliğe ve iklim değişikliğine rekor düzeyde katkıda bulunuyor. Emisyonlar yalnızca üretim sürecinin kendisinden değil, aynı zamanda kıyafetlerin dünya çapında sevkiyatından ve atıklardan da kaynaklanıyor. Earth.org’a göre hızlı moda bir ülke olsaydı, karbon emisyonları neredeyse tüm Avrupa kıtasına denk olurdu.
5. Giysilerin yüzde 60'ı plastik esaslı malzemelerden üretiliyor
Hızlı moda endüstrisi, ürettiği CO2 emisyonlarının ötesinde büyük bir mikroplastik kaynağı konumunda. Üretilen giysilerin büyük bir bölümünde naylon veya polyester gibi dayanıklı ve ucuz malzemeler kullanılıyor. Bu kumaşlar yaşam döngüleri boyunca, dünya çapındaki plastik kirliliği krizine önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Her yıkama ve kurutmada (özellikle kurutma) ortaya çıkan mikrofilamentlerin her yıl yarım milyon tonu okyanuslara ulaşıyor.
6. Moda endüstrisi her yıl yaklaşık 93 milyar metreküp su tüketiyor
Tek bir kot pantolonun üretimi için 7,6 metreküp su kullanılıyor. Her yıl üretilen tüm kot pantolonları ve kıyafetleri bir araya getirdiğinizde sektörün muazzam miktarda su tükettiği ortaya çıkıyor. Üretimde kullanılan suyun çoğunun zehirli kimyasallarla kirlenmiş olması da çevre sorunlarını artırıyor.
7. Her yıl 92 milyon ton tekstil ürünü bertaraf ediliyor
Tüketiciler, artık üzerlerine olmayan, modası geçmiş ve hatta hiç giyilmemiş giysilerden her yıl çok büyük miktarda moda ürününü çöpe atıyor. Yalnızca Amerika'da, ortalama bir kişi yılda yaklaşık 37 kg giysiyi çöpe atıyor. Bu, ülkede üretilen tekstilin yüzde 85'inin çöplüklere gitmesine veya yakılmasına neden oluyor.
8. Geri dönüştürmemek her yıl 500 milyar ABD dolarından fazla kayıp oluşturuyor
Moda markalarının yüzde 11'den azı ürünleri için geri dönüşüm stratejileri uyguluyor. Geri dönüşümün bu kadar zor olmasının ana nedeni, moda ürünleri üretmek için kullanılan malzemeler olarak gösteriliyor. Çoğu giysi ham petrolden yapılan sentetik liflerle üretiyor bu da başka şekillerde yeniden kullanılmalarını neredeyse imkânsız hale getiriyor. Neyse ki, veriler sürdürülebilir ve etik moda pazarının hızla büyüdüğünü, daha çevre dostu malzemelerle, sürdürülebilir bir şekilde yetiştirilip hasat edilen, daha az kaynak ve daha az toksik malzeme ile üretilen alternatiflerin öne çıkmaya başladığını gösteriyor.
9. Giysilerin yüzde 80'i 18-24 yaş arasındaki genç kadınlar tarafından üretiliyor
Hızlı modanın çevresel etkilerinin yanı sıra büyük toplumsal yansımaları da var. Sektör sıklıkla çocuk işçiliği, işçilerin sömürülmesi ve güvenlik kurallarının olmaması, düşük maaşlar ve aşırı çalışma saatleri gibi temel işçi hakları ihlalleriyle ilişkilendiriliyor. Hızlı moda markaları, insan refahından çok seri üretime ve kâra öncelik veriyor.
10. Avrupalı moda markalarının sürdürülebilirlik iddialarının yüzde 59'u yanlış ve yanıltıcı
Changing Market Foundation'ın 2021 araştırması, hızlı moda şirketlerinin çevresel iddialarının kimi zaman pazarlama stratejisi olduğunu söylüyor. Sürdürülebilir bir giyim hattına sahip olmak, otomatik olarak markanın çevre dostu olduğu anlamına gelmiyor. Bu noktada şirketlerin reklama, sürdürülebilirlik planlarını yürütmekten çok daha fazla zaman ve kaynak harcadıkları anlamına gelen Yeşil yıkama (Green washing) kavramına değinmek iyi olur. Sürdürülebilirlik hedefleri kalıcı ve adımları sağlam olan markalar çok önemli değişimlere imza atsalar da sektörde alınacak çok yol var.
11. Avrupa Birliği hızlı moda endüstrileriyle mücadele ediyor
Nisan 2022'de Avrupa Komisyonu, zorunlu minimum geri dönüştürülmüş elyaf kullanımını getirdi. Şirketlerin satılmayan giysi ve tekstil ürünlerini çöp sahalarına göndermesini yasaklayarak 2030 yılına kadar hızlı modaya son verme planlarını duyurdu.
Görünen o ki tekstil sektörünün yeşil dönüşümü, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının başarılması ve Net Sıfır Emisyonlu bir gelecek için tüm dünyada aşılması gereken kritik bir eşik. ESG alanında sistemsel yaklaşımlar, kararlı hedefler ve şeffaf raporlamalarla adımlarını hızlandırmasını umduğumuz tekstil ve moda dünyasının bu yolculuğunda sürdürülebilir finansman araçlarının da önemli bir dönüştürücü güce sahip olduğunun altını çizmek gerek.
Kaynak: earth.org
Bunlar da İlginizi Çekebilir


