“Lojistik 4.0” ile fark yaratmak
İş yapış şekillerine endüstri 4.0’ın yaptığı oyun değiştirici etkilerden sonra şirketler artık değer zincirlerini daha etkin yönetmek ve optimize etmek adına teknolojiye ve akıllı sistemlere her zamankinden daha fazla yatırım yapıyor. Lojistik ve ulaştırma sektöründe hizmet veren oyuncular da rekabet güçlerini artırmak için her sektörde yaşanan bu dijital dönüşümden yararlanma arayışındalar. Zira son yıllarda, zamandan tasarruf sağlamak, esnek çözümler üretmek, kaynakları etkin kullanmak ve maliyetleri düşürmek adına taşıma modları arası transferi sağlayan intermodal (kombine) ve multimodal taşımacılık, her zamankinden çok gündemde. Dijitalleşme ile hayatımıza giren yeni üretim yöntemleri, ürünlerin başlangıç noktasından müşteriye ulaşana kadarki süreçte nakliye, depolama, gümrükleme, ambalajlama, dağıtım süreçleri gibi birçok hizmeti kapsayan lojistik endüstrisinde de köklü değişikliklere neden olmakta ve “Lojistik 4.0” olgusunun tedarik zincirinde olmazsa olmazı haline getirmekte.
Lojistik 4.0 sayesinde, operasyonlarda verimliliğin artışı sağlanıyor ve hizmetler daha maliyet etkin şekilde, zamandan tasarruf edilerek sunulabiliyor.
Sektörde söz sahibi olmak isteyen lojistik firmaları birer bir bakıma bilgi teknolojisi firmasına dönüşmeye ve inovatif iş modelleri geliştirerek dijital dünyaya ayak uydurmaya çalışıyorlar. Bu sayede şirketler e-ticarete artan ilgi gibi yine dijitalleşme ile değişen talep koşullarına en etkili çözümleri üreterek cevap vermeye gayret ediyorlar.
Dünyanın önde gelen e-ticaret şirketlerinden Alibaba ve Amazon bu alandaki dönüşüme öncü olan firmalar olarak dikkat çekiyor. Alibaba Nisan ayında Çin’de yeni lojistik ve tedarik zinciri bağlantıları kurmak için Huitongda firmasına 720 milyon dolarlık yatırım yaptıktan sonra, yakın tarihte lojistik iştiraki olan Cainiao Network ile birlikte Çinli ekspres kargo şirketi ZTO'ya 1,4 milyar dolarlık yatırım yapma kararı aldı. Alibaba, bu yatırım hamlelerini hem şirketin çevrimiçi ve çevrimdışı ticaret arasındaki entegrasyonu desteklemek, hem de depo yönetimi ve sınır ötesi lojistiği gibi hususlarda dijital çözümler üretmek yapmak adına yapıyor. Amazon da teslimat sürelerini azaltmak adına kendi lojistik zincirini oluşturarak, uçak, gemi ve tır gibi ulaştırma araçlarına yatırımlar yapıyor ve gemileri depo olarak kullanarak insansız hava araçlarıyla ürünlerini taşımayı hedefliyor. Aynı zamanda Amazon iki günde teslimat vaadiyle satışa sunulan ürünlerin sayısının artmasını sağlayacak Seller Flex adında bir program geliştirmiş durumda.
Türkiye lojistik sektörü de, kapsamlı bir master plan çıkarmak amacıyla politika yapıcılar ile yakın iletişim içerisinde. Bu master plan, endüstrinin daha hızlı dijitalleşmesi ve akıllı ulaştırma sistemlerine daha etkin şekilde adapte olması adına büyük fırsatlar yaratabilir. Bunun için plan kapsamında endüstrideki son teknolojik gelişmelerin değerlendirilmesi ve sektörün “boşluk analizinin” yapılması, bu alanda daha fazla akademik dünya ile ortak çalışmalar gerçekleştirilmesi ve sonucunda da doğru stratejilerin ortaya çıkartılması Türkiye’nin küresel arenaya yerli ticaret ve lojistik firması kazandırması hedefi için elzem gözüküyor.

Otomasyon ve entegrasyonun kilit noktalar olduğu Lojistik 4.0’da; yapay zekâ, sürücüsüz araçlar, robotik, sensör teknolojileri, nesnelerin interneti, akıllı depo sistemleri, büyük veri gibi uygulamalarla lojistik hizmetleri dijital platformlara taşınıyor.
Bunlar da İlginizi Çekebilir