Sentetik Et mi yoksa Sürdürülebilir Et mi?
Dünyada artan nüfusla birlikte alternatif protein arayışları hızla devam ediyor. Yapılan çalışmalardan biri de beslenme reçetesi içerisinde önemli protein kaynağı olan etin artan talebini karşılamak amacıyla laboratuvar ortamında üretilen ‘sentetik et’, namı diğer ‘sürdürülebilir et’.
Artan gıda talebinin geleneksel hayvancılık faaliyetleriyle karşılanmaya devam etmesi durumunda daha fazla araziye ihtiyaç duyulacağı, orman arazilerine kurulan çiftliklerin biyolojik çeşitlilik üzerine olumsuz etkilerinin olabileceği ve su tüketiminin çok daha fazla artacağı bekleniyor.
Peki sentetik et kavramı nedir? Sektörde durumlar nasıl?
Günümüzde sentetik et bitkisel bazlı protein formülü olarak biliniyor. Bitkisel bazlı formuna ek olarak laboratuvarlarda gerçek hayvan hücrelerinden üretim çalışmaları da bulunuyor. Bu formlarının da ilerleyen yıllarda yaygınlaşacağı belirtiliyor. Güncel durumda kırmızı et, tavuk eti gibi farklı çeşitlerde sentetik et üretimi gerçekleştirilebiliyor.
Barclays tarafından yapılan araştırmalarda 2019 yılında küresel et pazarı büyüklüğünün yaklaşık 1,4 trilyon ABD doları seviyesinde olduğu belirtiliyor. Sentetik et pazarının sektördeki payının %1 seviyesinde olduğu tahmin edilirken, 2029 yılında payını %10 seviyesine yükseltmesi bekleniyor. Bu da sentetik et pazarının 140 milyar ABD doları seviyesine ulaşacağı anlamına geliyor. Euromonitor tarafından açıklanan verilerde ise bitki bazlı ve laboratuvarda geliştirilmiş et pazarı büyüklüğünün 2020 yılında 20,7 milyar ABD doları seviyesine ulaştığı, 2024 yılında ise 23,2 milyar ABD dolarına ulaşacağı belirtiliyor.
Pandemi döneminde özellikle ABD’nin et üretimindeki tedarik zincirinin etkilendiği, büyük tesislerin salgın nedeniyle kapanmalar yaşadığı, artan talebe karşılık üretimin sınırlı kaldığı belirtiliyor. Söz konusu durumun sentetik et sektörünün büyümesine ivme kazandırdığı düşünülüyor.
Sektörde yatırımlar hızla devam ederken, Beyond Meat, Impossible Food, Future Meat Technologies gibi belli başlı büyük firmalar dışında ABD’de, Çin’de, Japonya’da sektörde faaliyet gösteren birçok firmanın da yer aldığı biliniyor.
Firmaların ürettiği sentetik etlerin perakende zincirlerdeki satışlarının yanı sıra küresel fastfood zincirlerinde satışlarının başladığı izleniyor. Sektörün doğduğu yıllarda sentetik et fiyatlarının geleneksel et fiyatlarının kat ve kat üstünde olduğu, güncel durumda ise geleneksel et satış fiyatlarına yaklaştığı fakat halen geleneksel et satış fiyatlarının üstünde seyrettiği belirtiliyor. İlerleyen yıllarda geleneksel et maliyeti paritesine ulaşması, sentetik et fiyatlarının geleneksel et fiyatlarının %30-40 altında seyretmesi bekleniyor.
Sürdürülebilirlik ekseninde hayvancılık sektörü neler gösteriyor?
FAO (Food and Agriculture Organization of United Nations) tarafından yayınlanan “İklim Değişikliği & Hayvancılık” raporuna göre dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az %14,5’lik kısmı hayvancılık faaliyetlerinin tedarik zincirinden kaynaklanıyor. Farklı kaynaklarda ve çalışmalarda bu oranların hava ve kara trafiğinin neden olduğu sera gazı emisyonundan daha yüksek olduğuna değiniliyor. Tedarik zincirinde hayvan yemi üretimi için ormanlık arazilerin kullanılması sera gazı emisyonu elimine etme kapasitesini düşürürken, hayvanların sindirimi esnasında metan gazı salınımı yaptığı ve gübre üretiminde CO2 salınımı gerçekleştiği de belirtiliyor. Sektörün üretimi, ulaşımı ve dağıtımı derken tedarik zincirinin her aşamasında çevreye zararlı etkileri bulunuyor.
Heinrich Böll Vakfı ve Friends of Earth Ağı tarafından hazırlanan Et Atlası raporunda, endüstriyel et üretimi ve artan et tüketiminin çevresel etkileri değerlendiriliyor. Söz konusu rapora göre bir kilogram kırmızı et üretimi için 15 bin 500 litre su harcandığı, su tüketiminin yem, ilaç, kimyasal üretimi, kesim, saklama, soğutma ve ulaştırma aşamalarında olduğu, bir kilo kırmızı et için ayrıca 6,5 kg tahıl ve 36 kg da kaba yem gerektiği belirtiliyor.
İlerleyen yıllarda alternatif protein kaynağı olarak potansiyeli yüksek olan sentetik et sektörünün sürdürülebilirlik ekseninde de olumlu katkılarının olması beklenirken, talep artışıyla birlikte sentetik et üretimini artırmak için ne kadarlık bir enerji ihtiyacı olacağı ve nasıl karşılanacağıyla ilgili derinlemesine araştırma ihtiyacı bulunduğu da belirtiliyor.
Kısa/orta vadede olmasa bile geleneksel et üretiminin uzun vadede yerini sentetik et üretimine bırakması kaçınılmaz duruyor. Alternatif protein kaynağı arayışlarının devam ettiği gıda sektöründe sentetik gıdaların kategorilerini çeşitlendirmesi, sentetik et sektöründe oyuncuların artmasıyla birlikte pazarın penatrasyonunun artarak pazarın büyümesi bekleniyor. “Sentetik et mi? Sürdürülebilir et mi?” sorusuna gelecek olursak “sürdürülebilir et” kelimesi tüketici algısı açısından kulağa daha hoş geliyor.
Bunlar da İlginizi Çekebilir


