Teknoloji turizmi nasıl dönüştürüyor?

Teknoloji, turizm ve seyahat aktivitelerinin yıllardır sürdürdüğü rakamsal büyümeyi beslerken, insanların seyahat yapma biçimlerini sonsuza dek değiştirdi.

Geçtiğimiz hafta çeşitli gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir sohbet toplantısı gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Türkiye’nin tanıtımı ile ilgili anlayışın değişmek zorunda olduğunu söyledi. Ersoy, hedef kitlelere ulaşmak için dijital platformların ve Instagram gibi sosyal ağların tanıtım çalışmalarındaki ağırlığının artacağını ifade etti. Turizmde güneşli günler yaşadığımız bu dönemde, bakanlığın radikal bir bakış açısıyla konuya eğilmesini dikkate değer buluyor, konuyu irdelemek istiyorum.

Küresel olarak her beş yetişkinden üçünün sahip olduğu akıllı telefonlar, seyahat sürecini bir hayli farklı hale getirdi. Günümüzde bu cihazlar, gazete, harita, GPS, yüksek çözünürlüklü kamera, çevirmen ve uçuş bileti işlevlerini pekâlâ yerine getiriyor.

Buna karşın, turizmin teknoloji ile ilişkisi sadece seyahat süresince ortaya çıkan ihtiyaçlarla sınırlı değil, tüm süreci kapsayan bir nitelikte. Seyahat sonrası evreyi göz önünde bulundurduğumuzda, teknoloji, turizm endüstrisinde işletmeler ve müşteriler arasında olan güç dengesini müşteriler lehine büyük bir oranda değiştirdi. Zira müşteriler seyahat sonrasında yaşadıkları deneyimi internet üzerinden kitlelerle paylaşmalarını sağlayacak platformlara sahip oldu. Birçok kişi için internet üzerinden gidilecek restoranlar, otel veya cazibe merkezleriyle ilgili yorum ve önerileri okumak seyahat planlamasının önemli bir parçası ve bu alanlar kısa sürede işletmelerin saygınlıklarını korumak için dikkat etmesi gereken alanlar haline geldiler.

Bakan Ersoy’un sözünü ettiği iletişim değişimi ise turistlerin destinasyon tercihinde önemli rol oynayan başka unsurlara temas ediyor: Motivasyon ve ilham. Sosyal medyada paylaşılan ilgi çekici fotoğraf ve videolar, özellikle ‘”millenials” olarak adlandırılan 2000 yılı öncesi doğumlu bireylerin aynı seyahat deneyimini yaşamak istemesinde etkili oluyor.

İngiltere merkezli sigorta şirketi Schofields’in 2017 yılında 1.000 örneklem ile yaptığı bir anket 18-33 yaş arasındaki kişilerin %40’ının destinasyon tercihinde “tatilin ne kadar fotoğraflanabilir” olduğunun önem taşıdığı ortaya çıktı. Bu husus İngilizcede yeni bir kelimenin ortaya çıkmasını da sağladı: “Instagrammability”

Türkiye turizmi yeni dönemde nitelikli turisti ülkeye çekmeyi planlıyor. Sosyal medya, bir tanıtım aracı olarak sadece genç kuşaklara daha etkin biçimde ulaşma imkânı tanımıyor, kişiselleştirilmiş içerik sunabilme şansı da veriyor. Önümüzdeki yıllarda, Türkiye’de henüz yabancı turistlerin kısıtlı oranda dikkatini çekebilmiş ve dolayısıyla turizmin ekonomik getirilerinin pek azını elde edebilmiş bölgeler, doğru hamleler ile birlikte yeni bir şansa sahip olabilir.