TSKB Enerji Çalışma Grubu’ndan yeni rapor: Enerji Görünümü 2020
TSKB tarafından yayınlanan “Enerji Görünümü 2020” başlıklı rapora buradan ulaşabilirsiniz.
TSKB Enerji Çalışma Grubu, ekonomiye etkileri, global jeopolitik ilişkiler ve çevreyle doğrudan ilişkisi nedeniyle her zaman en önemli sektörler arasında yer alan enerji sektörüyle ilgili bir rapor yayınladı. “Enerji Görünümü 2020” başlıklı rapor, enerji sektörünün elektrik, doğal gaz, petrol, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği gibi çeşitli alt bileşenleri ile enerji yatırımlarını ve finansman boyutunu ayrıntılarıyla analiz ederken, enerji piyasasında öne çıkan hâkim ve belirleyici trendleri değerlendiriyor.
TSKB Enerji Çalışma Grubu, Türkiye enerji sektörüne ilişkin detaylı bir rapor hazırladı. Geçtiğimiz iki yıldaki gelişmeler ışığında enerji sektörünün çeşitli alt bileşenlerinin analiz edildiği raporda, enerji piyasasında öne çıkan hâkim ve belirleyici trendler ile enerji yatırımları ve finansmanı konuları mercek altına alınıyor. Raporda enerji sektörü özelinde oluşan tematik başlıklar da birbirini tamamlar bir düzlemde ve ayrı alt bölümler olarak sunuluyor.
TSKB'nin enerji konularını çok yakından izlediğini ifade eden TSKB Enerji Çalışma Grubu Başkanı ve Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak, rapor hakkında şu değerlendirmede bulundu: “TSKB’nin Enerji Görünümü 2020 raporu sektörün geneline verilen önemin yanında yeşil enerji yatırımlarına özel bir parantez açıyor. Raporda günümüzdeki gelişmelere dair analizlerin yanı sıra hem enerji sektöründeki oyuncuları hem de tüketiciler olarak hepimizi etkileyecek sektörel eğilimleri ele aldık. TSKB Enerji Çalışma Grubu olarak ülkemiz için büyük önem taşıyan enerji sektörüne dair bu tür derinlikli yayınlar üretmeye devam edeceğiz.”
TSKB Enerji Çalışma Grubu’ndaki uzmanlar tarafından hazırlanan ve yaklaşık 100 sayfalık kapsamlı bir içeriğe sahip olan “Enerji Görünümü 2020” raporundan öne çıkan bazı bilgiler şöyle:
Salgın Sürecinde Elektrik Talebinde Azalma Gerçekleşti.
2020 yılında Covid-19 pandemisi nedeniyle Mart-Haziran döneminde elektrik talebinin azalmasının etkisiyle Türkiye brüt elektrik üretiminde de bir azalma meydana geldi. Mart ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,6 azalan brüt elektrik üretimi, yıllık olarak Nisan ayında %14,6, Mayıs ayında %16,5 ve Haziran ayında %2,6 gerileme kaydetti. Eylül ayı sonu itibarıyla toplam brüt elektrik üretimi 226,9 TWh olarak gerçekleşti ve bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,1’lik bir azalma gösterdi.
YEKDEM’e Başvuru Süresi 6 Ay Uzatıldı.
18 Eylül 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’ndan (YEKDEM) yararlanmak isteyen üretim tesislerinin 31 Aralık 2020'ye kadar olan devreye girme şartı 30 Haziran 2021'e kadar uzatıldı. Karara göre, 1 Ocak 2021'den 30 Haziran 2021 tarihine kadar işletmeye girecek YEKDEM'e tabi elektrik santralleri için belirlenen fiyat desteği 31 Aralık 2030'a kadar uygulanacak.
Güneş ve Rüzgâr Enerjisi Elektrik Üretiminde Hâkim Konuma Geliyor.
Yenilenebilir enerjinin, özellikle rüzgâr ile güneşe dayalı elektrik santrallerinden üretilen elektrik enerjisinin toplam enerji arzındaki payı giderek artıyor. Bu durumun arkasında yatan başlıca etkenler söz konusu santrallerin çevre dostu olması, üretim maliyetlerindeki artan düşüş eğilimi ve yeni teknolojiler sayesinde bu tip santrallerin elektrik şebekesine uyumunun artmasıdır.
Elektrik Piyasalarında Üretim, Dağıtım ve Ticarette Dijitalleşmenin Önemi Artıyor.
Elektrik piyasalarında gerçek zamanlı uzlaşmaya geçiş ile elektrik şebeke hizmetlerinde değişen tüketici talebine daha hızlı yanıt verilerek kâr artışı sağlanırken, nihai tüketicilerin ise kullandıkları elektrik maliyeti azalıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklı santrallerin şebeke entegrasyonu arttıkça gerçek zamanlı, rüzgâr ve hava şartlarının önceden doğru tahmini ve daha güvenilir bir elektrik şebekesi oluşturulması giderek daha önemli hale geliyor. Bu çerçevede dijitalleşme, yapay zekâ ile büyük veri analizi konularına yapılacak yatırımların iş modellerindeki belirsizlikleri azaltması, önceden manuel olarak gerçekleştirilen işlemleri otomatikleştirmesi ve elektrik ticaretinin verimini artırması bekleniyor.
Finansmanda Yenilenebilir Enerji Santralleri Yatırımlarının Önemi Devam Ediyor.
Yenilenebilir enerji projeleri, bir taraftan sürdürülebilirlik perspektifinden çevreye duyarlı projeler olarak kategorize edilirken, diğer taraftan düşen MW başına sabit yatırım tutarlarına karşılık mevcut YEKDEM tarifesinde aynı fiyat seviyesinden satış imkânı ile öne çıkıyor. Bu sebeplerle, geçtiğimiz 1-2 yılda mevcut YEKDEM tarifesinden faydalanan projelerin finansmanının yeni yatırım finansmanı açısından sektörü domine ettiği görülüyor. Önümüzdeki dönemde risklerini minimize eden projeler finansman anlamında öne çıkacak. Çevresel ve sosyal açıdan uluslararası standartları sağlayan ve riskleri aksiyon planları ile yöneten projeler son yıllarda dünyada hızla örnekleri artan “yeşil tahvil” ihracı yoluyla da finansmana erişim imkânı bulabilecek.
Açıklanan Doğal Gaz Keşifleri Türkiye’nin Doğal Gazda Dışa Bağımlılığını Azaltacak.
21 Ağustos 2020’de yapılan açıklamaya göre, Karadeniz’de 320 milyar m3 doğal gaz rezervi keşfedildi. 17 Ekim 2020 tarihinde ise aynı bölgede 85 milyar m3 daha doğal gaz rezervi bulunduğu, böylece bulunan doğal gaz rezervinin 320'den 405 milyar m3’e yükseldiği açıklandı. Son dönemde gündeme gelen keşifler ve devam eden sismik ve derin sondaj çalışmaları, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin doğal gaz üretiminde artış olabileceğine işaret ediyor.
Mini YEKA GES Yarışmalarına Başvuru Tarihi 18-22 Ocak 2021 Olarak Belirlendi.
Güneş enerjisine dayalı santraller için planlanan küçük ölçekli Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (Mini YEKA GES) yarışmaları 36 ilde her biri 10 MW, 15 MW ve 20 MW olacak şekilde planlandı. Toplam 1.000 MW bağlantı kapasitesi için gerçekleştirilecek yarışmalara başvuruların 18-22 Ocak 2021 döneminde yapılacağı belirtildi. Mini YEKA GES kapsamında, her bir yarışma için yarışma başlangıç tavan fiyatı kilovatsaat başına 30 kuruş ve elektrik enerjisi alım süresi sözleşmelerin imzalandığı tarihten itibaren 15 yıl olarak belirlendi.
Çatı Üstü ve Cephe Güneş Sistemlerine Yatırımların Artması Bekleniyor.
Küresel iklim değişikliği, nüfus artışı ve kişi başına düşen enerji tüketimindeki artışın modern dağıtım şebekeleri üzerinde giderek daha fazla olumsuz etki yaratması, alternatif ve temiz enerji kaynakları bulma, dolayısıyla şebekelere daha fazla fotovoltaik (PV) kaynağı dahil etme ihtiyacını doğurdu. Güneş enerjisinden elektrik üretimi, modern dağıtık elektrik şebekelerinde özellikle ön plana çıkıyor ve çatı, cephe uygulamaları yanında, binalara entegre PV sistemler de gelişmiş ülkelerde görülüyor. Türkiye, güneşlenme süresi ve güneş ışınım şiddetinin mertebesiyle diğer Avrupa ülkelerine göre avantajlı ve güneş enerjisinden en iyi yararlanan bölgeler arasında yer alıyor. Kamu otoritesinin bu konudaki teşvik edici tutumu da çatı ve cephe güneş sistemlerine yatırımın artacağı beklentisini doğuruyor.
Elektrik Santrallerde İç Tüketim Hibrit Teknolojilerle Sağlanabilir.
Sektörün ihtiyaçlarına yönelik olarak mevcut ve yeni kurulacak lisanslı elektrik üretim santrallerinde, birden fazla kaynaktan elektrik üretilmesinin önünü açan iki yeni düzenleme yayımlandı. Bu yönetmelikler ile, üretim tesislerindeki yardımcı kaynak ve ana kaynağın kurulu güçlerinin toplanarak ana kaynak üzerinden birlikte değerlendirmeye alınması, böylece şebekeye aynı bağlantı noktasında bağlanmak kaydıyla birden fazla enerji kaynağından elektrik üretilebilecek tesisler kurulabilmesi olanağı doğdu. Üretim tesislerine hibrit teknolojinin eklenmesindeki asıl amacın iç tüketimi karşılamak olduğu belirtildi.
İklim değişikliği ve küresel ısınma, ciddi sonuçlara yol açacak.
Enerji kullanımından kaynaklanan karbon emisyonlarının yaklaşık yarısı sanayide kullanılan enerjiden kaynaklanıyor. Dünya daha düşük karbonlu bir hedefe doğru ilerlerken, küresel enerji sistemi yeniden yapılanıyor. Bu yeniden yapılanma sürecinde küresel enerji talebinin artan refah ve yaşam standartlarına bağlı olarak büyümeye devam etmesi, ancak enerji talebinin fosil kaynaklardan daha temiz kaynaklara doğru kayması öngörülürken, yenilenebilir enerjinin dünyanın artan enerji ihtiyaçlarını karşılamada giderek daha önemli bir rol oynaması bekleniyor. Dünya genelinde yapılan çalışmalar, enerji arzında kaynak çeşitliliğini artırmak, daha fazla tüketici seçeneği sunabilmek, enerji piyasalarını yerelleştirmek, entegrasyonu artırmak gibi konulara odaklanıyor.