TSKB’den Rüzgâr Enerjisine Kesintisiz Destek
Tüm dünyada temiz enerji kaynakları arasında yer alan rüzgâr, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için de iyi bir alternatif olarak kabul ediliyor. 15 Haziran Dünya Rüzgâr Günü’nde bu enerji kaynağının önemine dikkat çeken TSKB, finanse ettiği RES yatırımlarıyla karbondioksit emisyonu azaltımına her yıl yaklaşık 2,5 milyon ton katkı sağlıyor.
Dünyada hızla artan nüfus ve yükselen taleple beraber özellikle üretimde artan enerji kullanımı iklim değişikliğinin önemli sebeplerinden biri durumda. İklim değişikliğinin yarattığı küresel tehdidi ortadan kaldırılmak için yürütülen çalışmalar kapsamında enerji verimliliğin yanı sıra alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi her geçen gün daha da artırıyor. Türkiye’nin coğrafi özellikleri sebebiyle yenilebilir enerji kaynakları açısından oldukça avantajlı olduğuna dikkat çeken TSKB, 2006 yılından bu yana yenilenebilir enerji yolculuğunda ülkenin önemli bir lokomotifi olan rüzgâr santralleri için kaynak yaratmaya devam ediyor.
15 Haziran Dünya Rüzgâr Günü nedeniyle, dünyanın temiz enerji kaynakları arasında yer alan rüzgâr enerjisinin önemine bir kez daha işaret eden banka, 2018 yılsonu itibariyle 1302 MW rüzgâr enerji santrali yatırımının finansmanında yer almış durumda. Bu rakam, Türkiye’nin rüzgâr enerji kurulu gücünün yaklaşık yüzde 19’una karşılık gelirken, TSKB finanse ettiği RES yatırımlarıyla karbondioksit emisyonu azaltımına da her yıl yaklaşık 2,5 milyon ton katkı sağlıyor.
Küresel iklim değişikliğiyle mücadele sürecinde etkin bir rol aldıklarına dikkat çeken TSKB Genel Müdür Yardımcısı Hasan Hepkaya, “Finanse etmiş olduğumuz RES yatırımlarının, çevresel ve sosyal etkilerini her yönüyle inceliyor ve değerlendiriyoruz. Olumsuz etkileri minimize etmek için gerekli aksiyonların alınması konusunda ihtiyaç duyulan çalışmalara teknik açıdan destek oluyoruz. Temiz enerjiye erişim açısından oldukça pozitif etkilere sahip olan rüzgâr santrallerinin finansmanıyla, ülkemizin düşük karbonlu ekonomiye geçişinde önemli bir rol alıyoruz” dedi.
Rüzgâr santrallerinin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri açısından da önemine değinen Hepkaya, “TSKB olarak %73 oranında sürdürülebilir yatırımlardan oluşan kredi portföyümüzle iklim dostu bir bankacılık yürütüyoruz. Finanse ettiğimiz rüzgar yatırımlarıyla “Erişilebilir ve Temiz Enerji”, “Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları” ile “İklim Eylemi” başta olmak üzere toplam yedi SKH’nin gerçekleşmesine doğrudan katkı sağlamaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Türkiye’de RES yatırımları hızla artıyor
Türkiye’de rüzgar enerji yatırımları hakkında da bilgi veren Hasan Hepkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de rüzgârın elektrik üretiminde kullanımı son 15 yılda büyük bir gelişim gösterdi. 2006 yılında 28 MW seviyesindeki rüzgâr enerjisi santralleri (RES) kurulu gücü, 2019 yılı Nisan ayı itibarıyla 7.085 MW seviyesinde gerçekleşti. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) sonrası özel sektör eliyle yapılan yatırımlar özellikle İzmir, Balıkesir, Manisa, Hatay ve Çanakkale bölgelerinde yaygınlaştı. Diğer taratan, 2006 yılında RES’lerin, Türkiye toplam kurulu gücü içerisindeki payı yüzde 0,1 seviyesinde iken, 2019 yılı Nisan ayı itibarıyla yaklaşık yüzde 8 seviyesine yükseldi. Bahsi geçen gelişim eğilimi aynı şekilde elektrik üretiminde de izlendi ve Nisan 2019 itibarıyla RES’lerden üretilen elektriğin toplam üretilen elektriğin içerisindeki payı yüzde 8 seviyesinde gerçekleşti.”