search

Esnek Ekonomi Serisi-2

2020 yılının ilk aylarından itibaren dünyaya yayılan COVID-19 virüsü birçok alanı etkilemiş olsa da en büyük ve köklü değişimleri belki de çalışma hayatlarımızda meydana getirdi. Beyaz yakalı kesimin büyük çoğunluğu 1 yıldan uzun bir süreyi evden çalışarak geçirdi. Kısmi olarak ofislere dönüş başlamış olsa da bir kısım için evden/uzaktan çalışma kalıcı hale gelmiş durumda.

Pandemi ile beraber ortaya çıkan koşullar gerek beyaz gerekse mavi yakalı birçok çalışanın işini kaybetmesine neden oldu. Üretimi durduran ya da vardiya azaltan fabrikalar, kapanan okullar ve duran tüm okul yan hizmetleri, servislerini durdurmak zorunda kalan restoran ve oteller, küçülmeye giden şirketler gibi pek çok kurum ve kuruluş çalışanlarını işten çıkarmak durumunda kaldı. Diğer tarafta uzaktan çalışma ve önlem amaçlı kapanma/sokağa çıkma yasakları ile 24 saati eve sığdırmak durumunda kalan beyaz yakalı bir kesim oluştu.

Pandemi başlamadan önce bile esnek ekonominin hem işveren hem de çalışan tarafından giderek daha cazip görüldüğünden bir önceki blog yazımızda bahsetmiştik. Esnek ekonomiye dahil olmanın bazı dezavantajları söz konusu olsa da çalışan tarafında ek gelir yaratma potansiyeli ya da belirli özgürlükler sağlaması en önemli tercih nedenleri olarak görülmekte. İşveren tarafında ise uzun vadeli işe alım sözleşmelerindeki çoğu yükümlülüğün bulunmaması ve görece daha düşük maliyetler ile iş sürekliliğinin sağlanabiliyor olması popülerliği arttırmakta.

Dünya genelinde esnek ekonomiye olan talep giderek yükselirken esnek ekonomiye dair araştırmalar ve çalışmalar da devam etmekte. Pandeminin esnek ekonomi üzerindeki güncel etkilerini tam olarak ortaya koyan bir çalışma henüz tamamlanmamış olsa da dünya genelinde yayınlanan bazı istatistikler dikkat çekmekte:

  • 2021 yılında Statista tarafından dünya çapında yapılan anketin sonuçları ile pandemi döneminde esnek ekonomi çalışanlarının %52’sinin işsiz kaldığı, %26’sının ise gelirinin azaldığı ortaya konmakta.
  • MBO Partners tarafından yapılan araştırmada 2020 yılında esnek ekonomiye dahil olanların %27’si çevrimiçi platformlar üzerinden müşteri ararken 2021 yılına gelindiğinde bu oranın %40’a yükseldiği tespit edildi.
  • Globe Newswire değerlendirmelerinde esnek ekonomi platformlarının 2021-2026 yılları arasında yaklaşık %15 oranında yıllık bileşik büyüme göstereceği tahmin edilmekte.
  • Ağustos 2021 itibarıyla ABD’de 24,6 milyon kişi esnek ekonomiye dahil çalışmakta. Bu kişilerin %58’inin tam zamanlı çalışan kişilere göre daha az kazanç sağladığı, yarıdan fazlasının ise tam zamanlı çalışma ile gelen haklardan (sigorta, sosyal güvenlik vb.) mahrum olduğunu ortaya koyan çalışmalar bulunmakta.
  • Yine ABD’de esnek ekonominin işgücünden 3 kat daha hızlı büyüdüğü gözlenmekte.
  • Manpower Group tarafından yapılan bir çalışmada ise ABD’den sonra esnek ekonomiye en olumlu yaklaşan ülkeler Meksika ve Hindistan olarak göze çarpmakta. Sıralamanın devamında ise İspanya, Avustralya, İtalya ve İngiltere yer almakta.

Lokasyon tabanlı esnek ekonomi, pandemi sırasında kendini izole eden veya sosyal mesafeyi uygulayanlara ve özellikle evden çalışanlara gıda ve ev temel ihtiyaçlarının sağlanması, ihtiyaç sahiplerine bakım hizmetleri sağlanması gibi birçok hizmeti yüklendi. Öyle ki, platformlar üzerinden yiyecek veya bakkaliye siparişi vermek, nakitsiz ödemeler, temassız teslimat ve seyahat için toplu taşıma yerine araç/taksi çağırma platformunu kullanmak, daha önce uygulamanın olmadığı ülkelerde bile normalleşti. Pandemi öncesi çalışmalarda dahi öngörüldüğü şekilde lokasyon tabanlı esnek ekonomi, online platformların da yaygınlaşması ve servislerinin de çeşitlenmesi ile büyümesini sürdürmekte. 2021 ya da 2022 yılları için kesinleşmiş rakamlar ile yapılmış çalışmalar henüz yayımlanmamış olsa da esnek ekonominin son iki yıldaki hızlı büyümesi günlük hayatlarımızda gözlemleyebildiğimiz bir gerçek. Platformlardaki büyüme trendi talepteki artışa paralel olarak esnek ekonomiye dahil olmak isteyen (gönüllü ya da mecburi) işgücünün de desteğini almakta. Peki bu platformlar pandemi sürecinde esnek ekonomi çalışanlarına neler sağlayabildi?

2020 yılı Eylül ayında Oxford Internet Institute - Fairwork Foundation tarafından yapılan bir çalışma 2020 yılı Mart-Eylül ayları arasında esnek ekonomi platformlarının COVID-19 salgını ve koşullarda yarattığı kökten değişimlere nasıl karşılık verdiğini anketler üzerinden tespit etmeyi amaçlıyor. Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Asya’da 43 ülkede 190 platformun dahil edildiği araştırmada daha önce kuruluş tarafından belirlenen beş kriter üzerinden değerlendirme yapılıyor:

1.      Adil Gelir (Fair Pay)

1.1.   Giderler sonrası nette en az yerel asgari ücret kadar getiri sağlanması

1.2.   Giderler sonrası nette en az “living wage” kadar getiri sağlanması

2.      Adil Koşul (Fair Conditions)

2.1.   İş kaynaklı riskleri azaltması

2.2.   Güvenlik ağları oluşturması

3.      Adil Kontrat (Fair Contract)

3.1.   Hüküm ve koşulların şeffaf olması, açıkça belirtilmesi

3.2.   Adil olmayan koşullar dikte etmemesi

4.      Adil Yönetim (Fair Management)

4.1.   Çalışanları etkileyecek disiplin/işten çıkarma kararlarında sürecin şeffaf işletilmesi

4.2.   Yönetim süreçlerinde adaletli olması

5.      Adil Temsil (Fair Representation)

5.1.   Sendikalaşma ve eylem hakkını tanıması

5.2.   Demokratik yönetimi desteklemesi

Çalışma kapsamında yürütülen anketin sonuçları ise yayınlanan raporda aşağıdaki gibi özetlenmiş:

  • Adil gelir kriterleri incelendiğinde platformların, gelir düzeyini koruma konusundaki aksiyonları büyük ölçüde devlet destekli paketler ile paralel seviyede.
  •  Platformların yalnızca küçük bir kısmı, çalışanların geçici olarak devre dışı bırakılmasına rağmen ikramiye veya teşvik seviyelerinin kaybolmamasını garanti ediyor.
  • Platformların %60’ı tarafından hastalıktan koruyucu ekipmanlar (dezenfektan, maske, vb.) sağlandığı beyan edilse de çalışanlar tarafından yapılan açıklamalara göre bu ekipmanlara düzenli erişim sağlanamıyor.
  • Hastalık ödemesi uygulaması ankete katılan platformların yarısından fazlası tarafından benimsense de devlet destek ve paketlerinin sınırları içinde kalmakta.
  • Çoğu platform, hastalık ödemesi sağlama gibi bir işverenin rolünün daha fazla yönünü üstlenirken bile, çalışanlarının çalışan değil bağımsız yükleniciler olduğunu ileri sürmekte. Platformlar, iş modellerinin çalışanlarının bağımsızlığını öne sürmeye devam etmesine rağmen, çalışma koşulları konusundaki sorumluluklarını üstlenmeye giderek daha fazla önem veriyor.

Dünya çapında geniş katılım sağlanan ankette sonuçlar esnek ekonomi uygulamalarında çalışanlar adına geliştirilmesi gereken pek çok farklı nokta olduğunu ortaya koyuyor. Avrupa Birliği ülkelerinde ve Avustralya’daki platformlar görece daha yüksek puan toplasa da ABD ve Dünyanın geri kalanında platformların kat etmesi gereken uzun bir yol olduğu aşikar.

Peki Türkiye’de esnek ekonomi ve platform ekonomisi için durum nasıl? Blog serimizin bir sonraki yazısında daha detaylı cevaplayacağız.




Kaynakça ve Faydalı Okumalar: